11. Ceza Dairesi 2016/1785 E. , 2018/2346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Batman Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 30/01/2009 tarihli iddianemesi ile sanık hakkında “2004, 2005 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından da cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı halde, bu suçlardan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, mahkemece ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
1)Sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanığın suçlamaları kabul etmediği, muhasecesi Rıdvan isimli şahsın suça konu faturaları düzenlemiş olabileceğini savunması; sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2006 takvim yılında düzenlendiği iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, 2006 takvim yılına ait fatura asılları ya da onaylı örneklerinden de kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi,
2)Faturaların tamam ise; suça konu faturaları kullandığı belirlenen ve hakkında karşıt inceleme raporu tanzim edildiği anlaşılan ... Petrol Ürün. İnş. Nak. Gıd. Teks. Med. Nak. Ltd. Şirketi yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise bu dava dosyasının getirtilip incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin CMK"nın 48. maddesi dikkate alınarak tanık olarak dinlenmesi ve kendilerinden sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları kullananların yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları kullanan şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması; sanığın savunmasının doğru olup olmadığının tespiti için ... isimli kişinin açık kimlik bilgileri tespit edilerek CMK"nın 48. maddesi gözetilip 46. maddesindeki çekinme hakkı hatırlatılıp tanık sıfatıyla beyanına başvurulması; gerektiğinde faturalardaki imza ve yazıların sanığa ait olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de;
a-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinden; sanığın 2006 takvim yılı içinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenlediği kabul edildiği halde TCK"nın 43. maddesinin uygulanmaması,
b- Hüküm fıkrasında takdiri indirim maddesi olarak 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesi yerine, hatalı olarak 765 sayılı eski TCK"nın 59. maddesinin belirtilmesi,
c)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 Tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,19.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.