Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2778
Karar No: 2017/422
Karar Tarihi: 23.01.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/2778 Esas 2017/422 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/2778 E.  ,  2017/422 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının davalı firmada 10/11/2005 tarihinde ambulans şoförü olarak işe başladığını, iş akdinin davalı şirket tarafından haksız olarak sonlandırıldığını, ve gerçek dışı ithamlarla ve usulsüz olarak fesih edilen iş akdinin haksız feshinin geçersizliğine, davacının işe iadesine yasadan doğan hakların ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabında Özetle:
    Davalı davacının akdetmiş olduğu iş sözleşmesi uyarınca 14/10/2004 tarihi itibarıyla ambulans sürücüsü olarak nöbet usulü sistemde çalışmakta olduğunu, davacının birden çok kusurlu davranışının olduğunu, şirket yöneticileri ve çalışanlara ağır hakaretleri sebebiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının iddialarının gerçekdışı olduğunu, davacıya yapılan ihtar, ikaz ve uyarı cezalarına rağmen tekrarlamaya devam etttiğini, son olarak paylaşım sitesinde yer alan şahsi sayfasından işyerinde çalışan kişiler hakkında aşağılayıcı, onur kırıcı, küçük düşürücü paylaşımlarda bulunması ve bu paylaşımların şirketin itibarı ile şirket içi barış ve güven ilişkisine zarar vermesi nedenleriyle haklı nedenle feshedilmesi sebepleriyle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacı işçiye isnat olunan vaka yönlendirmesine rağmen olay yerine gitmemesi şeklindeki isnat kanıtlanamadığı , amir konumundaki doktorun direktifi dışında hareket etmesinin söz konusu olmadığı,tanık beyanlarından davacı işçinin yazılı savunmasındaki hususların doğru olduğu, doktor çalışan yönünden davacı işçiye uygulanan prosedürün uygulanmadığı, en azından bu yönde savunma yapılmadığı aynı konumdaki çalışanlar arasında ayrımcılık yapılmasının iş sözleşmesinin feshini haklı veya geçerli olmaktan çıkardığını,ikinci neden olarak dayanılan sosyal paylaşım hesabındaki ifadeler bakımından; davacı işçinin sosyal medya hesabındaki paylaşımların içeriğinin kaba, hakaret içerikli kabul edilebileceği ancak doğrudan somut kişi ve kişileri hedef almadığı, bu yönüyle işverinin, işveren vekilinin, işçinin kişiliğine vb. hususlarda hedef almanın söz konusu olmadığı, kaba, incitici nitelikte dahi olsa kendisine karşı işinin sonlandırılması sonucunu doğuracak nitelikteki ithamlardan hemen sonra aynı gün ve devamındaki gün içerisinde yapılan paylaşımların makul karşılanması gerektiği ayrıca yazışmaların aleni olmayıp iki kişi arasında sohbet ortamında yapıldığı, düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunun kabulü zorunluluğunun bulunduğu, tarafların işveren-işçi olmasının, iş ilişkisinin katlanılamaz hale gelip gelmediğinin belirlenmesinde işçi aleyhine daraltıcı yoruma gidilmesinin mümkün görülmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacı işçinin sosyal paylaşım sitesi facebook yazışmalarının da fesih yönünden haklı veya geçerli neden oluşturmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (b) fıkrasına göre, işçinin işverene, ailesine veya işverenin diğer bir işçisine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26’ncı maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler ça­lışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı).
    İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.
    Dosya içeriğine göre, davacının iş akdi ... isimli sosyal paylaşım sitesindeki 26.01.2015 tarihli hakaret içeren mesajları ve yine 26.01.2015 tarihinde gelen çağrı üzerine hastanın alınması ile ilgili vakaya gitmemesi nedeniyle feshedilmiş olup fesih gerekçesi yapılan davacının vakaya giderek hastayı almaması olayına yönelik olarak mahkemece yapılan insiyatifin davacıyla birlikte hasta almaya gitmeyen doktorda olduğu ve doktor hakkında herhangi bir işlem yapılmamasının eşit işlem borcuna aykırılık oluşturacağı yönündeki değerlendirmeler isabetli ise de diğer fesih sebebi olan ... isimli sosyal paylaşım sitesindeki ‘’şunu anladım artık bu işyerinde g.t sayısı beyin sayısından fazla olduğu için bu işyeri değişmez de değişmez, yahu bu kadar mı çapsız var bu işyerinde uğraş uğraş bitmiyor, her gün biri çıkıyor, valla o kadar çapsızı face imden attım ve engelledim ki arkadaş sayımdan fazla oldu’’ paylaşımının işçinin işverenin şeref ve namusa dokunacak sözler söylemesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve davacının bu davranışına dayalı feshinin haklı nedene dayandığı anlaşılmakla davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    F)SONUÇ:
    Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davalı tarafından yapılan feshin haklı nedenle yapıldığı anlaşıldığından davanın REDDİNE,
    3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 58.00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 23/01/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi