9. Hukuk Dairesi 2017/116 E. , 2017/407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren yanında 28.06.2000-13.09.2004 tarihleri arasında boya ve kaynak işçisi olarak çalıştığını, sigorta primlerinin eksik yatırılması ve ücretlerinin eksik ödenmesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve ücret alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, ücretlerinin tam olarak ödendiğini ve sigorta primlerinin eksiksiz olarak yatırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, fark ücret ve fazla çalışma alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. Dairemizin 26.05.2015 tarih 2014/4878 E. 2015/19032 K. Sayılı ilamı ile "Davacı 28.06.2000 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlamıştır. 11.07.2000 tarihinde işyerinde faaliyette bulunan ... Sendikasına üye olmuştur. Davacının sendikaya üyeliği işverene 03.08.2000 tarihinde bildirilmiştir. Davacının sendikaya üye olmadan önceki ücreti sözlşemede kararlaştırılan ücrete göre ödenmiş olup bu durumda bir fark ücret alacağı bulunmamaktadır. Davacının sendikaya üyeliğinin işverene bildirildiği tarihten sonraki kök ücreti yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesine göre tespit edilmesi gerekirken işyerindeki kıdem süresi dosya kapsamından anlaşılamayan emsal işçilerden en yüksek ücret alana göre tespit edilerek buna göre işçilik alacaklarının hesaplaması hatalıdır" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulup, bilirkişiden ek rapor alınmış, kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağı hüküm altına alınıp ihbar tazimnatı ile ücret farkı istemi red edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1) USUL AÇISINDAN;
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemenin gerekçeli kararı aynen;
"İDDİA :
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette 27 günlük sözleşmeler ile sürekli olarak 28/06/2000 - 13/09/2004 tarihleri arasında çalıştığını, çalışmalarının 30 gün olduğunu, yapılan sözleşmelerin Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirsiz süreli hale geldiğini, bu nedenlerle hak kaybına uğradığını ve iş akdine haklı nedenle son verdiğini beyan ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının istifa etmesi nedeni ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, belirtilen günler haricinde çalıştırılmadığını, fazla mesai, ek ödeme, ilave tediye ücreti alacaklarının TİS kapsamında eksiksiz olarak ödendiğini ve talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını beyan ederek, davanın reddini talep etmişlerdir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/4878 Esas , 2015/19032 Karar sayılı, 26/05/2015 tarihli ilamı doğrultusunda gerekçeli kararın bozulmasına karar verilerek dosya yeni esasa kayıt edilmiştir.
GEREKÇE :
Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, uyulan Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporu göz önüne alınarak davacının kıdem ve fazla mesai alacaklarının kabulüne, ihbar ve ücret fark alacaklarına ilişkin taleplerini reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklinde oluşturulmuştur.
Gerekçeli kararda davacının iddiası kısaca özetlenmiş ise de, hangi işçilik alacaklarını, hangi kalemde, kaç liralık talepte bulunduğu yazılmamıştır.
Gerekçe olarak da, yukarıda aynen alındığı gibi yazılmış, hangi alacağın hangi nedenle kabul edildiği, reddedilen alacakların ret sebepleri açıklanmamış, içeriği dahi yazılmayan bilirkişi raporuna dayanılmıştır.
Mahkemenin yukarıya aynen alınan “ gerekçesi “ Anayasa’ nın ve Yasa’ nın anladığı ve amaçladığı anlamda gerekçe değildir. Kararın gerekçesiz oluşu bozma sebebidir.
B) ESAS AÇISINDAN:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yukarıda açıklanan bozma kararı üzerine Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmış ve raporda bozma ilamına göre davacının ücreti belirtilip hak kazandığı kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağı miktarları belirtilmiş ise de, Mahkemece, gerekçesi dahi açıklanmadan kıdem tazminatı bozma öncesindeki miktara göre hüküm altına alınmış, hükmüne uyulan bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.Karar bu yönü ile de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.