16. Ceza Dairesi 2020/4428 E. , 2020/6548 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silah sağlama, Mala zarar verme
Hüküm : 1) Sanık ... hakkında; TCK"nın 315/1, 62, 53, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1, CMUK"nın 326/son maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2) Sanık ... hakkında; TCK"nın 151/1,152/2-a, 62, 51, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Usulüne uygun tebligata rağmen sanık ... müdafiinin duruşmaya gelmediği ve geçerli bir mazeret de bildirmediği anlaşıldığından tüm sanıklar yönünden duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
1)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Gerekçeli karar başlığının suç tarihi kısmında "11.04.2005" ibaresinin de yazılmaması mahallinde giderilebilecek eksiklik, suç adının ise "Mala zarar verme" yerine "Kamu malına zarar verme" şeklinde yazılması mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak kabul edilmiş; örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca cezanın arttırılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
2)Sanık ... hakkında silah sağlama suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
TCK"nın 315. maddesinde düzenlenen suç, örgüte yardımın özel bir şeklidir. Madde ile, devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı terör örgütlerinin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla, bunların amaçlarını bilerek; üretmek, satın almak ve ülkeye sokmak suretiyle silah, cephane veya nitelik ve nicelik yönünden önem arz eden benzeri maddelerin temin edilmesi, nakledilmesi ve depolanması bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş ve suçla korunan hukuki yarar dikkate alınarak örgüte yardım suçuna göre daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. Görüldüğü üzere suçun maddi unsuru failin, “üretmek, satın almak, ülkeye sokmak suretiyle silah temin etmek” veya “nakletmek” ya da “depolamak” şeklinde sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirmesidir. Suçun manevi unsuru ise, bu eylemlerin, örgütün amaçları bilinerek gerçekleştirilmesidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.02.2009 tarih ve 2008/9-78 Esas, 2009/39 sayılı Kararı ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, bu suçun failinin örgüte üye olmayan kişilerden olması gerekmektedir. Silahlı terör örgütlerinin üyesi olan failin bu seçimlik hareketleri gerçekleştirmesi halinde ise örgüt üyesi olmaktan TCK"nın 314/2 ve patlayıcı madde bulundurulması suçundan ayrıca TCK"nın 314/3, 220/4. maddeleri delaletiyle TCK"nın 174/1-2. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin hükümden sonra dosyaya gönderilen 10.04.2019 tarihli yazısına göre sanık hakkında 2014/152 Esas sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan görülmekte olan davası olduğunun bildirilmiş olduğu anlaşılmakla; sanığın, örgüt üyesi olduğunun kabulü halinde eyleminin TCK"nın 314/2, 174 ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını oluşturacağı, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütsel amaçla atılı suçu işlediğinin kabulü halinde ise TCK"nın 315. maddesindeki silah sağlama suçundan cezalandırılması gerektiği, bu bakımdan sanığın örgütsel konumunun belirlenmesi amacıyla mümkünse dosyaların birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde ise onaylı bir suretinin dosya içerisine konulmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.