Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/9 Esas 2019/2463 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/9
Karar No: 2019/2463
Karar Tarihi: 10.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/9 Esas 2019/2463 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalının kendisi ve bir şirket aleyhine başlattığı icra takiplerinin borçsuz olduğunu iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, davacının kefil olduğunu, faizlerin hukuka uygun olduğunu ve davacının iddiasını ispat edemediği için davanın reddine karar vermiştir. Ancak, hükme esas alınan raporun eksik olduğu ve dosyada tespit edilmesi gereken belgelerin getirtilmediği belirtilmiştir. Bu nedenle, konusunda uzman bir bilirkişiye dosya tevdi edilerek, davacının borçlu olup olmadığı hususunda Yargıtay incelemesine elverişli bir rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Kararda BK 583. maddesi (kefalet sözleşmesi), tüketici kredileri hakkındaki kanun ve bilirkişi raporu düzenlenmesine ilişkin hükümler yer almaktadır.
19. Hukuk Dairesi         2019/9 E.  ,  2019/2463 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tic. Mah. Sıf. )

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı, davalının kredi sözleşmeleri nedeniyle kendisi ve dava dışı şirket aleyhine icra takipleri başlattığını, ancak kredi borçlarının takip tarihinden önce ödendiğini, takip sonrası maaşından haksız kesintiler yapıldığını, ayrıca icra dosyasında gözükmeyen başka ödemeler de yapıldığını, talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu ve faize faiz işletildiğini ileri sürerek davalıya borcunun hiç ya da talep edilen miktar kadar olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının imzaladığı genel kredi taahhütnameleri ve diğer belgelerde borçlunun doğmuş ve doğacak borçlarına kefil olduğunun açıkça belirtildiğini, davacının belirttiği ödemelerin hangi dosyalara yapıldığının belli olmadığını, sözleşmelerde kararlaştırılan faiz dışında ayrı bir faiz işletilmediğini belirterek davanın reddine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının genel kredi taahhütnamesine müteselsil kefil olduğu, kefaletin BK 583. maddesine uygun olduğu, genel kredi taahhütnamesi ticari iş olduğundan bileşik faiz uygulamasının hukuka uygun olduğu, ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, davacı hakkında davalı temlik eden banka tarafından iki ayrı kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de hükme esas alınan rapor dosya içerisine sunulan belgeler üzerinden düzenlenmiş olup hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Dava konusunu teşkil eden icra dosyalarından ... İcra Müdürlüğü"nün 2006/2382 takip sayılı dosyasının dayanağı olan kredi sözleşmesi ve ihtarnamenin içeriğinden 11.04.2005 tarihli sözleşmenin tüketici kredisi olduğu anlaşıldığı gibi dayanak sözleşme dosya içerisine getirtilmemiştir. Dava tarihi itibariyle bu icra dosyasına dayanak sözleşmenin tüketici kredisi sözleşmesi olarak tespiti halinde davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiğinden sözleşme getirtilerek açıklanan nedenle bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek görülmesi gerekir. Zira farklı mahkemelerin görevli olduğu bu davalar nedeniyle tarafların aynı olması halinde birlikte görüleceğine dair bir usul hukuk kuralı da mevcut değildir.
    Diğer ... İcra Müdürlüğünün 2006/2381 takip sayılı dosyasına gelince söz konusu icra dosyasındaki takip talebinde takibin dayanağı tüketici kredisi sözleşmesi gösterilmiş ancak eki belge olarak 01.06.2005 tarihli kredi sözleşmesinin bir kısım sayfaları eklenmiş olmakla birlikte yine eki ihtarname içerisinde dava dışı asıl borçlu şirketin 11.04.2005 tarihli genel kredi taahhütnamesi gereğince kredi kullandırıldığı belirtilerek ihtarname çekilmiştir. Bu kredi sözleşmesinin de dosya içerisine getirtilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının bu icra dosyası ile ilgili talebi yönünden de takip dayanağı genel kredi sözleşmesi getirtilerek dosya içerisine alınmalıdır. Tüm bu eksiklikler giderildikten ve takibin konusunu teşkil eden sözleşmelerin niteliği de tespit edildikten sonra mahkemece konusunda uzman bankacı bilirkişiye dosya tevdi edilmek suretiyle banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle davacının icra takiplerinden dolayı borçlu olup olmadığı hususunda Yargıtay incelemesine elverişli rapor alınarak hüküm kurulması gerekir. Eksik incelemeye dayalı hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.