21. Hukuk Dairesi 2019/1393 E. , 2020/1479 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalılardan Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2) Dava, 20/08/1993-13/05/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Davanın KABULÜNE; Davacı asilin davalılardan Megasan ... A.Ş. Bünyesinde 01/11/1993-13/05/2008 tarihleri arasında kesintisiz olarak asgari ücret üzerinden çalıştığının ve SGK"ya bildirilen gün sayısının dışında toplam 3289 gün asgari ücret üzerinden çalıştığının TESPİTİNE,” karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı,
Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Mahkemenin “davanın kabulüne,” dair ilk kararının Dairemizce eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulduğu, 02/01/1951 doğumlu davacının ağır vasıta şoförü olarak çalıştığı, hizmet cetvelinde 01/11/1993 yılında ilk kez davalı 16475 sicil numaralı ...İnşaat San. Tic. Taah. A.Ş. işyerinde işe girdiği ve 1993 yılında 35 gün çalışmasının olduğu daha sonra 01/01/1997 yılında 15941 sicil numaralı Yeda İnşaattan bildirim yapıldığı ve 1997 yılında 120 gün çalışmasının olduğu, 1998 yılında 165 gün, 1999 yılında 225 gün, 2000 yılında 148 gün, 2001 yılında çalışma olmayıp 2002 yılında 234 gün, 2003 yılında 46 gün, 2004 yılında 121 gün, 2005 yılında 152 gün, 2006 yılında 219 gün, 2007 yılında 345 gün ve 2008 yılında (13/05/2008 işten çıkışı) 133 gün çalışmanın 15941 sicil numaralı Yeda İnşaattan bildirildiği, davacı adına 01/11/1993 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin 16475 sicil numaralı ...A.Ş’ den verildiği, bundan sonraki 8 tane işe giriş bildirgesinin 15941 sicil numarasıyla Yeda ve ...A.Ş olarak verildiği, 16475 sicil numaralı ...İnşaat San. Tic. Taah. A.Ş. nin Kahta yolu 3. km. Kahta Adıyaman adresinde, 131503 sicil numaralı ...İnşaat San. Tic. Taah. A.Ş. merkez ofisinin Kurumda Nenehatun cad. No:56/2-5 GOP Çankaya Ankara adresinde kurulu olduğu, 15/10/1984 tarihinden itibaren yasa kapsamında olduğu, 1993/3. dönem bordrosunun dosyada bulunduğu , Kahta SGM den 16475 sicil numaralı ...İnşaat San. Tic. Taah. A.Ş. nin 15941 sicil numaralı Yeda İnşaat Ltd. Şti’nin taşeronu olarak işlem gördüğünün bildirildiği, 15941 sicil numaralı Yeda İnşaat Ltd. Şti’nin 1998/2-2008/5 arası dönem bordrolarının gönderildiği, 15941 sicil numarasında ...adıyla 2008/eylül-2007/ocak ücret bordrolarının gönderildiği, 15941 sicil numarasında ...adıyla 1993-2003 arası dönem bordrolarının dosyada olduğu, bozma sonrası 3 tane bordro tanığı dinlendiği, birinin tüm dönem , ikisinin uzun süreli çalışması bulunduğu ve çalışma iddiasını doğruladıkları,
Mahkeme kararının 1997-2008 yılları arasındaki hizmetin tespitine ilişkin kısmının yerinde olduğu, ancak 1993-1997 yılları arasındaki çalışmanın ispatı için tanık beyanlarının yeterli olmadığı, talebin çok uzun süreli bir çalışma iddiasına ilişkin olması ve 1993 yılındaki 35 günlük bildirimden 4 yıl sonra 1997 yılında tekrar bildirimde bulunulduğu, bu arada hiç kayıt bulunmadığı, yapılan işin mahiyeti (kamyon şoförü) gereği bu süreçteki çalışmayı ispatlayacak görevlendirme yazısı, trafik cezası vs. gibi başka yazılı delil sunulması gerektiği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; 1993-1997 yılları arasındaki çalışmanın ispatı için davalı şirket veya taşeron şirket tarafından düzenlenmiş görevlendirme yazısı, iş çizelgesi veya yapılan iş nedeniyle düzenlenmiş trafik ceza tutanağı, gibi yazılı delil araştırmak, toplanan delilleri değerlendirerek sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.