3. Hukuk Dairesi 2021/1923 E. , 2021/3835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 226 parsel üzerinde gecekondu yaptığını, davalı ... tarafından da gecekondu sahiplerine arsa tahsis edileceğinin ilan edildiğini, bunun üzerine davacının belediyeye ait banka hesabına 15/11/1993 tarihinde 3.200.000 TL para yatırdığını, davalı tarafından arsaların tahsis edilmediği gibi, bedelin de iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, dava tarihindeki rayiç değeri karşılığı şimdilik 10.000 TL’nin 21/02/2011 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12/10/2020 tarihinde talebini 51.006,34 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının yatırdığını beyan ettiği paranın ... Mah. Arsa Yapı Kooperatifinin hesabına yatırıldığı, davalı ... hesabına yatırılmış bir para bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumetten reddine dair verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 24/06/2013 tarihli ve 2013/8854 E. 2013/10798 K. sayılı ilamla; paranın yatırıldığı hesap ile davalı ... arasında hukuki, fiili ve organik bağ bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması hesapta bulunan paranın nereye aktarıldığının belirlenmesi bedeli tahsil eden davalı ... olduğu takdirde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile sorumlu olacağı gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından ... Mah. Arsa Konut Yapı Koop. hesabına yatırılan paranın 15/11/1993 tarihinde davalı ... Belediyesinin hesabına aktarıldığı, taraflar arasında geçerli bir sözleşme olmadığından, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edilebileceği, 3.200.000 TL"nin denkleştirici adalet ilkesi gereği, davalının temerrüde düşürüldüğü 21/02/2012 tarihi itibariyle ulaşacağı değerin 1.262.09 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 1.262,09
Davalı belediyenin, davacıya ait gecekondunun da içinde yer aldığı 226 parsel sayılı taşınmazı gecekondu önleme bölgesi olarak ilan ettiği, akabinde aynı parsel içerisinde bulunan ... Mahallesinde kamulaştırma kararı alarak kamulaştırma bedelini belirlediği, bu kararlar öncesinde ..., ..., ... mahallelerinde gecekondu sahibi olan (davacınında aralarında bulunduğu) kişilerin 3.200.000 TL"yi (yeni 3,2 TL) dava dışı ... Mah. Arsa Konut Yapı Kooperatifinin banka hesabına yatırdığı, bu hesapta toplanan paradan 5.000.000 TL"nin (yani 5.000 TL) davalı belediyenin işçi ve memur maaşı hesabına aktarıldığı 504 sayılı KHK ile büyükşehire dönüştürülen davalı belediyenin hesabına aktarılan bu parayı 775 ve 2981 sayılı Yasalar kapsamında bölgede uygulama yapmakla görevli ve yetkili Kepez Belediyesine devretmediği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bir kamu kurumu olan davalı belediyenin; davacının da aralarında bulunduğu gecekondu sahiplerine, kamulaştırmadan sonra arsa tahsis edileceği yönünde güven aşılamak suretiyle, tahsis edilecek arsalar karşılığında para topladığı sabittir. Davalının kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde, devletin güvenilir olması asıldır. Arsa tahsisi yapılacağı ilanına güvenerek belediyeye para yatıran davacı, belediye ile olan bu ilişkide edimini yerine getirmiş, davalı ise getirmemiştir. İfa, davalının kusuru ile imkansız hale gelmiştir. Davalının tahsisin yapılmadığını ileri sürmesi TMK. 2.maddeye göre hakkın kötüye kullanılmasıdır Davalı kurum, davacının zararını gidermelidir. Tazminat miktarı belirlenirken, davacının gerçek zararı esas alınmalıdır.
Bu nedenle; davacı, arsanın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir.
Buna göre mahkemece; öncelikle taraflara, taşınmaza yakın bölgelerden ve ifanın imkânsız hale geldiği tarihe yakın zaman içinde yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, sonrasında ise, bu emsallere göre taşınmaza değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle denetime imkân veren ve bilimsel verileri içeren rapor alınması suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/04/2021 gününde oy birliği ile karar verildi.