Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4142
Karar No: 2010/1267
Karar Tarihi: 23.03.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/4142 Esas 2010/1267 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/4142 E.  ,  2010/1267 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 3.Aile Mahkemesinden verilen 05.03.2009 gün ve 781/265 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde Keçiören 4.Bölge tapusu 4177 ada 14 nolu parsel üzerinde kurulu binada davalı adına tapuda kayıtlı bulunan dairenin tapu kaydının ½ oranında iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde bilirkişice tespit edilecek yarı payın bedelinin tahsiline, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL’nin hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iddianın doğru olmadığını, evi 1989-1996 tarihleri arasında babasından kalan maaşı biriktirerek aldığını, o dönemde eşinin kendisini zorlayarak hatta kendisine karşı şiddet uygulayarak evi kendi üzerine tapuya kaydettirdiğini, daha sonra da söz konusu evin davacı tarafından kendisine devredildiğini açıklayarak davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının katılma alacağına yönelik davasının kabulüne, taşınmazın karar tarihindeki değeri olan 55.000,00 TL’nin ½ oranında hesaplanan ve katılma alacağı olan 27.500,00 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK.nun 202 ve 219.maddeleri gereğince açılan edinilmiş mallara katılma alacağı isteğine ilişkindir.
    Yerel mahkemenin 05.03.2009 gün ve 2005/781 Esas, 2009/265 Karar sayılı katılma alacağına ilişkin hükmü davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş, temyiz harç ve masraflarının yatırılması için 09.04.2009 tarihli muhtıra davalı vekili adına çıkartılmış, muhtırada belirtilen 7 günlük kesin süre içerisinde temyiz harç ve giderlerinin yatırılmaması üzerine mahkeme 07.05.2009 gün ve 2005/781 Esas, 2009/265 sayılı ek kararıyla HUMK.nun 434/3.maddesi gereğince hükmün temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Bu sefer sözü edilen bu karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. O halde öncelikle bu sorunun çözümlenmesi gerekir.
    Davalı ..., 15.11.2007 günlü dilekçesiyle adli yardım isteğinde bulunmuş, Ankara 11.Aile Mahkemesinin 07.03.2008 gün ve 2007/78 D.İş sayılı kararı ile adli yardım isteğinin yerinde görülmesi üzerine Ankara 3.Aile Mahkemesinde devam etmekte olan 2005/781 Esas sayılı dosya bakımından HUMK.nun 465 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Adli yardım isteğinin kabulüne ilişkin kararda belirtilen dosya Ankara 3.Aile Mahkemesinde devam etmekte olan ve elde bulunan katılma alacağıyla ilgili dosya olduğu saptanmıştır. HUMK.nun 465 ve devamı maddeleri gereğince verilen adli yardım kararlarının kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar varlıklarını sürdürdüklerinin kabulü gerekir. Bu kabul, hak arama özgürlüğünün (Anayasa m.36) ve adil yargılama hakkının (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6) bir gereği olarak kabul edilmelidir. Adli yardım kararı verilen kişiler bakımından her türlü yargılama giderleri, harç ve masraflar, tanık ve bilirkişi ücretleri ile tebligat masrafları vs. Devlet tarafından karşılanır. Adli yardımdan yararlanan kişi geçici olarak açıklanan masraflardan bağışık sayılır ve davayı kaybettiği takdirde yapılan tüm masrafların kendisinden tahsiline karar verilir.
    Davalı ..., az yukarıda açıklanan Ankara 11.Aile Mahkemesinin kararıyla Ankara 3.Aile Mahkemesinin 2005/781 Esas sayılı dosyası için adli yardımdan yararlanmış olduğuna göre hüküm kesinleşinceye kadar adli yardımın devam etmesi esastır. Yargıtay safhası da buna dahildir. Çünkü temyiz de bir dava olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle temyiz aşamasında adli yardım isteği konusunda karar verilmesi mümkündür. O halde adli yardımdan yararlanması gereken davalı vekili adına çıkartılan muhtıra nedeniyle temyiz harç ve giderleri verilen süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle hükmün temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin kararı açıklanan ilkelere aykırıdır. Bu nedenle yerel mahkemenin 07.05.2009 gün ve 2005/781 Esas, 2009/265 karar sayılı hükmün temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin kararının belirtilen sebeplerle kaldırılmasına karar verilip işin esasının ve temyizinin incelenmesine geçildi.
    İşin esası bakımından yapılan incelemede; edinilmiş mallara katılma rejiminde ilke olarak ayın istenemez. Bu nedenle iptal ve tescile karar verilemez. Ancak, katılma alacağı istendiğinde durum değerlendirilir. O halde, 07.10.1953 T.ve 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kanunen geçerli bir sebebe dayanmayan tapu iptali ve tescil davaları dinlenmez, bu nedenle mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde, eşinin eve dönmesi için 4177 ada 14 sayılı parseldeki payını davalıya devrettiğini açıkça vurgulamaktadır. Davalı evi 1989-1996 yılları arasında babasından kalan maaşı biriktirerek aldığını ve davalının zor ve şiddet uygulaması sonucu tapu kaydının davacı adına çıkartıldığını bildirmiştir. Uyuşmazlık konusu parsele ait tapu kaydı üzerinde yapılan incelemede, Osman kızı ... tarafından 10/320 payın 28.01.2003 tarihinde yapılan satış sonucu alındığı belirlenmiştir. Cins tashihi yapılmamış olup, halen arsa olarak görülmektedir. Ne var ki uyuşmazlık konusu olan bu arsa üzerinde bulunan tarafların hak iddia ettiği daire vardır. Dosyadaki bilgilere göre satışı yapan davacı eş ... olduğu anlaşılmaktadır. Esasen bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Davacı bizzat dairenin (arsa payının) tapusunu satış suretiyle davalıya devrettiğine göre, yapılan işlem gerçekte satış değil gizli bağıştır. Somut olgunun açıklanış biçimi ve dosyadaki tüm delillerden, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin gizli bağış olduğu anlaşılmaktadır. Yani dairenin davacı tarafından davalıya bağışlandığının kabulü gerekir. Somut olayda, davacı gizli bağıştan rücu (dönüş) sebeplerini ileri sürmediğine ve bu konuda açılmış herhangi bir dava ve istek de bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle katılma alacağına hükmedilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 23.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi