11. Ceza Dairesi 2017/4032 E. , 2018/2332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanmak
HÜKÜM : Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçu için beraat, diğer sanıklar hakkında mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
1)Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve bu hususta itiraz merciince karar verildiği anlaşıldığından, dava dosyasının bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2)Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
Batıpark Eczanesi sahibi sanık ... ve eczacı kalfası olan temyiz dışı sanık ... tarafından, yeşilkartlı hastalardan ... (Açoğlu)’na ait, Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan 20.08.2009 tarih ve 8257-09 protokol numaralı, hastanın Ketiapin adlı ilacı 100 mg/gün olarak kullanması gerektiğine dair ilaç kullanım raporu üzerinde tahrifat yapılarak ketiapin maddesinin günlük dozunun 1200 mg/gün olarak değiştirildiği, yine yeşilkartlı hastalardan ..."a ait Kahramanmaraş Devlet Hastanesinden alınan 15.04.2010 tarih ve 4170-15528 protokol numaralı hastanın Ketiapin adlı ilacı 60 mg/gün olarak kullanması gerektiğine dair sağlık raporu üzerinde de tahrifat yapılarak, ketiapin maddesinin günlük dozunun 900 mg/gün olarak değiştirildiği, tahrif edilmiş raporlara istinaden 18.11.2009, 04.03.2010 ve 28.04.2010 tarihli reçetelerle hastalara ilaç yazdırıldığı, ancak ilaçların hastalara verilmediği, tahrif edilmiş raporların eczacı olan sanık ve kalfası tarafından tasdiklenerek İl Sağlık Müdürlüğüne gönderilen reçetelere eklendiği iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasında; sanık ...’nin suçlamaları kabul etmeyerek, tüm işlemlerin kalfası olan ... tarafından gerçekleştirildiğini savunmasına karşın, hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilen temyiz dışı sanık ...’nin savunmasında, reçetelerdeki ilaç dozlarının yükseltilmesinde herhangi bir menfaatinin olmadığını, 100 mg/gün olan dozu, 1200 mg/gün’e kendisinin çevirmediğini, yalnızca hastaya yardımcı olmak amacıyla hastanenin sistemine girerek ...‘un raporunu 900 mg/gün olarak düzelttirdiğini beyan etmesi, hastane sisteminden alınan ve sanığın ön inceleme sırasında ibraz ettiği 15.04.2010 tarih ve 83.103 protokol numaralı raporun bilgisayar çıktısı şeklinde olup, imza ve mühür bulunmaması, sahteciliğe konu raporlardan ...’a ait ve katılan kuruma 28.04.2010 tarihli reçete ekinde ibraz edilen tahrif edilmiş raporun ise 15.04.2010 tarih ve 4170 protokol numaralı Ketiapin adlı ilacın 900 mg/gün olarak yazıldığı rapor olması; reçeteler arkasında imzaları bulunan hasta yakınlarından ... ...’nun ön inceleme esnasında alınan ifadesinde, eşine ait sağlık karnesinin ... Eczanesinde sistem veya ilaç yok denilerek birkaç gün alıkonulduğunu, 04.03.2010 tarihli reçetedeki 300 mg’lik Serequel adlı ilacı almadığını, 18.11.2009 tarihli reçetedeki imzanın da kendisine ait olmadığını, sanığın ve kalfasının işyerine gelerek suçu üstlenmesini istediklerini söylemesi; hasta yakını ...’un teftiş kurulu incelemesi sırasında alınan ifadesinde; annesinin 15.09.2010 tarihinde öldüğünü, 28.04.2010 tarihli reçetedeki imzanın kendisine ait olmadığını ve ilaçları kendisinin almadığını belirtmesi; suça konu belgeler üzerinde mahkemece herhangi bir inceleme yapılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, öncelikle belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini mahkemeye ait olduğundan, suça konu belgelerin incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma niteliğinin ne şekilde oluştuğunun karar yerinde tartışılması ve belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine konulması; suça konu raporların arkasında bulunan “aslı gibidir” yazısı ve imzaların sanığa veya kalfası ..."ye ait olup olmadığı araştırılarak gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılması; tahrif edilmiş raporlara istinaden yazılan reçetelerdeki ilaçların hasta yakınları tarafından alınıp alınmadığının ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığının kendileri tanık olarak dinlenerek ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.