9. Hukuk Dairesi 2015/6854 E. , 2017/367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, vergi iadesi, çocuk yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirketlere ait işyerinde 04.04.2006-12.12.2010 tarihleri arasında aylık net 2.000,00 TL ücret ile çalıştığını, davalıların ünvan olarak ne kadar farklı şirket olarak addolunuyor olsalar da gerek şirket merkezinin aynı olması, gerekse şirket ortaklarının ve müdürlerinin aynı ve aynı aileden olması nedeni ile organik bağlarının olduğunu, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, vergi iadesi ve çocuk yardımı alacaklarının davalılardan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının normalde yapması gereken mıcır serme işini yapmak için şantiyede bulunan kalfadan ekstra fazladan para istediğini ve bu parayı vermezseniz ben bu işi yapmam yapsam da düzgün yapmam diyerek ekstra para istediğini, yine davacının davalı şirketi zor durumda bırakacak nitelikte sözler sarf ettiğini, bu olaylarla birlikte son olarak davacının iş makinesi ile kazı yaparken yeraltından çıkan TEDAŞ"a ait bakır kabloları bilerek kopardığını, bu şekilde davalı şirketi ciddi şekilde zarara uğrattığını, davacının iş akdinin 4857 sayılı Yasanın 25. maddesi gereğince doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması nedeni ile haklı olarak fesih edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenlerin iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde davacının dini bayramlarda çalışmadığı belirtilerek genel tatil ücreti talebinde bulunulmuştur.
Mahkemece, davacının dini bayramların bir kısmında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık kuralına aykırıdır.
3-Dava açıkça kısmi dava olarak açılmış olup, hükme dayanak ek bilirkişi raporunda fazla mesai ve genel tatil ücretlerinde ıslaha karşı zamanaşımı def’inin dikkate alınması isabetli ise de, dava dilekçesi ile kısmi olarak istenen ve zamanaşımına uğramayan 1.000,00 TL fazla mesai ücreti ile 500,00 TL genel tatil ücretinin hesaplamalara ilave edilmemesi hatalıdır.
4-Mahkemece fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarından ½ oranında takdiri indirim yapılmıştır. Tanık beyanları ile hesaplanan fazla mesai ve genel tatil ücret alacaklarından takdiri indirim yapılması yerinde ise de yapılan 1/2 oranındaki indirim hakkın özünü etkileyecek derecede yüksek olup, bu indirim oranı içtihatların gözettiği amacı aşmaktadır. Mahkemece daha makul oranda bir indirim yapılmalıdır.
5-Mahkeme gerekçesinde ıslah tarihinin 26.03.2014 olduğu açıklanmasına karşın hüküm fıkrasında ıslah tarihi olarak 26.02.2014 tarihinin yazılması hatalıdır.
6-İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda, talep edilmek kaydı ile temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında dava veya ıslah tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir.
Dosya içeriğine göre, davacının davadan önce 29.12.2010 tarihli ihtarname ile davalıları asgari geçim indirimi dışındaki alacaklar konusunda 08.01.2011 tarihinde temerrüde düşürdüğü anlaşılmaktadır. Buna göre hüküm altına alınan asgari geçim indirimi dışındaki alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, bu alacaklara dava/ıslah ayırımı yapılarak faiz yürütülmesi hatalıdır.
7-Davacı tarafından ıslah dilekçesinde genel tatil alacağının tamamı için en yüksek banka mevduat faizi istenmesine karşın Mahkemece yasal faize hükmedilmesi; ayrıca, asgari geçim indirimi ücret niteliğinde bir alacak olmadığından hüküm altına alınan bu alacağa yasal faiz uygulanması gerekirken en yüksek banka mevduat faizi uygulanması isabetsizdir.
8-Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de HMK’nın 297. maddesine aykırıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 19.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.