13. Hukuk Dairesi 2017/170 E. , 2017/4302 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, davalıların murisi ile arasında Tüketici Kredisi sözlemesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, murisin sözleşme hükümleri uyarınca edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle 27/09/2010 tarihli kat ihtarnamesi ile kredi hesabı kat edilerek sözleşmenin feshedildiğini, alacağın tahsili amacıyla takibe geçildiğini, takip sırasında kredi borçlusunun 17/08/2010 tarihinde öldüğünün tespit edildiğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla mirasçılar aleyhine takibe geçildiğini, borçlu mirasçıların itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, 17.388,58TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, murislerine ait sigortanın mevcut olması nedeniyle, alacağın sigorta şirketinden tahsilinin gerektiğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı, davalılar ve ihbar olunan ... ...AŞ tarafından temyiz edilmiştir.
1-Katılma yoluyla temyiz isteminde bulunan davalılara hüküm, 22.09.2014 tarihinde, davacının temyiz dilekçesi 27.10.2014 tarihinde tebliğ olunmuş ve temyiz dilekçesi on günlük yasal süre geçtikten sonra 01.12.2014 tarihinde verilmiş olmakla davalıların temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Hükmü temyiz eden ... ...AŞ kendisine dava ihbar edilen durumunda olup, aleyhinde de hüküm kurulmamıştır. Böyle olunca, ...... AŞ’nin temyiz hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davacı banka, murise kullandırılan kredi borcunu davalılardan istemiş; davalılar, alacağın sigorta şirketinden tahsili gerektiğini savunmuşlar; mahkemece dosyaya kazandırılan Emekli Banka Müdürü tarafından hazırlanan 08.10.2012 tarihli kök ve 18.1.2013 tarihli ek bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle, “Davalıların, davacı banka şubesine veraset ilamını ve vukuatlı nüfus suretini sunmuş olmakla davalı bankanın, muris borçlunun vefatını öğrenmiş olmaları ve anında veraset ilamını ve vukuatlı nüfus suretini ihbar olunan sigorta şirketine ulaştırması ve tazminat bedelinin borçlu muris adına davacı banka şubesine göndermesinin akabinde 17/08/2010 vefat tarihi itibariyle kredi borcu kapatılarak kalan tutar var ise davalılara ödemesi gerektiği bilirkişi raporu ile de sabittir. Muris borçlunun hayat sigortasının geçerli olduğu süre içinde vefat ettiği anlaşıldığından muris borçlunun davalı bankadan kullanmış olduğu bireysel kredi nedeni ile davalıların davacı bankaya herhangi bir borçlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerektiği..." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkeme, murisin vefat olayının davalılar tarafından bankaya bildirilmesini yeterli görmüş ise de, bu bildirimin yeterli olup olmadığı veya sigorta şirketine bildirim yapılmasıyla ilgili bir zorunlulluk olup olmadığına ve davaya dair tarafların itirazlarına ilişkin, dava konusu hususlarda uzman aralarında sigortacının da bulunduğu üç kişilik heyetten bilirkişi raporu alınarak, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanziminin sağlanarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenle ihbar olunan ... ...AŞ’nin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 3. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.