17. Hukuk Dairesi 2017/718 E. , 2019/2881 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalılar 1-..., 2-...(kendi adına asaleten çocukları ..."a velayeten), 3- ..., dahili davalı 1-2D ... Ltd. Şti 2- ... hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.02.2013 gün, 2010/308 E- 2013/28 K sayılı hüküm Dairemizin 24.02.2015 günlü 2013/ 14427 E 2015/3345 K sayılı kararı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R –
Davacı vekili, davalı borçlu muris ..."ın dahili davalı ... Ltd Şti"nin %99 ortağı ve temsilcisi olduğunu %1 hissenin de murisin eşi ..."a ait olduğunu, murisin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla ortağı olduğu... inşaat Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınmazı 02.06.2008 tarihinde kız kardeşi davalı ..."a, ..."in de 14.11.2011 tarihinde eşi dahili davalı ..."a sattığını, satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu, şirketin tasfiye aşamasında olduğunu, murisin mirasının eşi ve çocukları tarafından reddedildiğinden terekeye temsilci atandığını belirterek davalılar arasındaki muvazaalı satış işlemlerinin iptali ile İİK 283 madde gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava şartları oluşmadığından davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı dahili davalı ... Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce kararın Düzeltilerek Onanmasına karar verilmiş, bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Mahkemece davacı tarafından davalı borçlu müteveffa ... ve eşi olan davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yapıldığı, tasarrufun ise... İnşaat tarafından yapıldığı, davalı borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf bulunadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de dava şartı olan bu konunun resen incelenmesi gerekmekte olup bu husus zuhulen incelenmemiş olduğu anlaşıldığından ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde de “Resen” inceleme talep etmesi üzerine söz edilen durumun incelenmesi gerekli görülmüştür.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
İİK 282 maddede iptal davasının kimlere karşı açılacağı düzenlenmiştir. Somut olayda dava konusu icra takibinin borçlusu ..."dır. Adı geçen borçlunun 14.12.2008 tarihinde ölmesi üzerine 2009/ 405 sayılı dosya ile borçlunun mirasçıları aleyhine icra takibi yapılmış mirasçıların mirası reddetmeleri üzerine Kaş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/5 Tereke dosyası üzerinden 22.6.2012 tarihinde ... tereke temsilcisi olarak atanmış ve terekenin TMK"nun 612 maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiye süreci başlamıştır.
Dava konusu tasarrufun tarafı olan... İnşaat Ltd. Şti"nin 13.6.2006 tarihinde kurulduğu, son ticaret sicil kayıtlarına göre %99 hissenin ..."a %1 hissenin de eşi ..."a ait olduğu, şirket temsilcisinin ... olarak atandığı anlaşılmaktadır. ..."nin ölümü üzerine eşi ... tarafından İstanbul 49.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/214 Esas sayılı dosyası ile adı geçen şirketin tasfiyesi için dava açıldığı da anlaşılmaktadır.
Dava konusu tasarrufun tarafı olan... İnşaat Turizm İnşaat Ltd. Şti"nin borçlu ... ve eşine ait olması, şirketin tasfiye aşamasında olması, borçlunun terekesinin mirasçıların mirası reddetmesi nedeniyle iflas hükümleri gereğince tasfiye aşamasında olması, lehine tasarrufta bulunulan kişilerin borçlunun kardeşi ve eniştesi olması gibi maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde iptali istenen 02.6.2008 tarihli tasarrufun takip borçlusu ..."a ait bir tasarruf olarak değerlendirilmesi, taraf delillerinin toplanması tasfiye davasının sonucu beklenerek diğer dava önkoşulları yönünden dosyanın incelenerek varlığı halinde İİK 278,279,280,283/2 madde kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteğine ilişkin itirazlarının kabulü ile dairenin 24.02.2015 günlü 2013/ 14427 E- 2015/3345 K sayılı düzelterek onama ilamının kaldırılarak yerel mahkemenin 01.02.2013 gün, 2010/308 sayılı kararının BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harçların karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 13.03.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.