20. Ceza Dairesi 2018/2681 E. , 2018/5914 K.
"İçtihat Metni" Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 24.Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/04/2015 tarihli 2014/829 esas ve 2015/346 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 04/04/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1) Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29/07/2013 tarihli, 2013/69816 soruşturma, 2013/26803 esas ve 2013/11437 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
2) İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 23/12/2013 tarihli 2013/761 esas ve 2013/1157 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/2.maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 14/01/2014 tarihinde kesinleştiği, infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği,
3) İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 09/09/2014 tarihli çağrı yazısının 22/09/2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, sanığın 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmaması üzerine Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 07/11/2014 tarihli ve 2014/1539 DS sayılı yazısı ile dosyanın kapatılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği,
4) Kanun yararına bozma istemine konu, İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/04/2015 tarihli 2014/829 esas ve 2015/346 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca bir yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 27/04/2015 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/2013 tarihli ve 2013/761 esas, 2013/1157 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine yapılan yargılama sonunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2015 tarihli ve 2014/829 esas, 2015/346 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre
içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar edeceği nazara alındığında, somut olayda İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı kağıdının 22/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği bildirilmiş; ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/04/2015 tarihli ve 2014/829 esas, 2015/346 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık hakkında verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” ilişkin kararın infazı sırasında;
Sanığa, 10 gün içinde İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının tebliğ edildiği, sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle, sanığın süresi içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvuruda bulunmadığı gerekçesiyle yapılan yargılamada; kamu davası hakkında durma kararı verilerek, yükümlü hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması hâlinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar: Yukarıda belirtilen nedenlerle,
Sanık hakkında açılan kamu davasında durma kararı verilerek, sanık hakkında hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İzmir 24.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/04/2015 tarihli ve 2014/829 esas, 2015/346 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
12/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.