... vekili avukat ... ile SGK vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.9.2014 tarih ve 2010/509-2014/132 sayılı hükmün Dairemizin 1.6.2016 tarih ve 2015/4454-2016/14072 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, ... Optik ünvanlı optisyenlik müessesinin müdürü ve işletmecisi olduğunu, davalı ile aralarında SGK optik sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı tarafından sözleşmenin 6.3.18. maddesi gereğince hakkında 6 ay süreyle fesih ve 20.000,00 TL ceza uygulandığını, uygulanan cezanın haksız olduğunu zira bu cezanın uygulanmasına neden olan reçete arkasında hastanın gözlük ve çerçeveyi aldığına dair yazı ve imzasının bulunduğunu, reçetedeki cam ve çerçevenin hastaya teslim edildiğini, ceza-i şart ve fesih işleminin muarazanın meni yoluyla kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, somut olayda hastanın gözlük çerçevesini almadığına dair yazılı beyanı olduğunu ve sözleşmenin ilgili maddesinin haklı olarak uygulandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş,hüküm temyiz edilmekle Dairemizin 01.06.2016 tarihli 2015/4454 esas 2016/14072 karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı taraf bu defa karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK"nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan davacının diğer karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2-Dava, taraflar arasındaki optik sözleşmesinin 6.3.18. maddesi gereği “reçete muhteviyatı gözlük cam veya çerçevesi verilmeden verilmiş gibi gösterilerek fatura edildiğinin kurumca tespit edilmesi halinde” uygulanan 6 ay fesih ve 20.000,00 TL para cezası işlemlerinin iptaline ilişkin olup, mahkemece, reçete sahibi dava dışı hastanın ifadelerine göre eylemin gerçekleştiği kanaati ile ve her ne kadar davacı tarafından 2012 protokolünün lehe olan maddelerinin uygulanması talep edilmiş ise de cezanın uygulandığı tarihte 2010 yılı protokolünün uygulandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı yargılama aşamasında verdiği dilekçeler ile davalı kurum ile 2011 yılında da protokol imzalandığını ve bu protokolde somut eyleme ilişkin maddedeki ceza miktarlarının düştüğünü ve mahkemece değerlendirme yapılırken bu sözleşme hükümlerininde lehe olacak şekilde değerlendirilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 28.11.2010 tarihinde 2011 yılı protokolünün de imzalandığı ve bu protokolün ilgili maddesinde düzenlenen fesih ve para cezalarının 2010 yılı protokolüne oranla azaldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca 2011 yılı protokolünün 6.16. maddesinde “bu sözleşmenin imzalandığı tarihten önce sözleşme hükümlerine göre kuruma fatura edilen ve kontrolleri kurum tarafından bu sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra yapılan yada kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih ile ilgili işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiiller için kurumca bu sözleşmenin 5 ve 6 numaralı maddelerinde yer alan hükümleri uygulanır.” denildiği, davalı kurum tarafından verilen ceza-i işlemlerin 15.12.2010 tarihinde yani 2011 protokolü imzalandıktan sonra davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacının 2011 protokolünün lehe olan hükümlerinin uygulanmasına yönelik talebi değerlendirilerek ve gerekirse konusunda uzman bilirkişilerden taraf, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken zuhulen onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 01.06.2016 tarih ve 2015/4454 esas, 2016/14072 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 01.06.2016 tarih ve 2015/4454 esas, 2016/14072 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme hükmünün yukarıda açıklandığı şekilde davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.