19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13907 Karar No: 2017/7692 Karar Tarihi: 04.12.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13907 Esas 2017/7692 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı banka, müvekkilinin imzaladığı genel kredi sözleşmesine dayanarak aldığı kredi için müvekkilin kefil olduğunu söylemiştir. Ancak davacının imzasının Adli Tıp Raporu ile davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkeme, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğunun olmadığına karar vermiştir. Davalının kötüniyetli hareketi nedeniyle, davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 494 ve 523.
19. Hukuk Dairesi 2016/13907 E. , 2017/7692 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...’in davalı bankadan kullandığı 5.671,41 TL lik krediye kefil olduğunu, ödenmeyen bu kredi borcunun dava dışı Hakkı Sertçelik tarafından ödendiğini, davalının bu kez müvekkilin imzalamadığı bilgisi dışında muvafakati alınmadan dava dışı şahsa başka kredi kullandırdığını, bu kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkili ile dava dışı şahıs hakkında Fethiye 1.İcra Müdürlüğünün 2009/9287 esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, takibe konu kredi borcundan dolayı müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,müvekkili ile dava dışı Hakkı Sertçelik arasında 03.10.2008 tarihli genel kredi sözleşmesini davacının müşterek borçlu ve müteselsil sıfatıyla imzaladığını, davacının sözleşme gereği ödenmemiş krediler için kefalet limiti olan 50.000 TL’sine kadar sorumlu olduğunu, ödenmeyen borç için dava dışı şahısla birlikte davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, davacının gerek ihtarname gerekse icra takibine itiraz etmediğini, kredi sözleşmesi ile belirlenen kefalet limitiyle sorumlu olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sorumluluğunun bulunmadığını belirttiği 008 nolu 03.10.2008 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.