8. Hukuk Dairesi 2009/6404 E. , 2010/1214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Erdemli 1. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 30.03.2009 gün ve 374/370 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, bağış ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedenleriyle 101 ada 348,349 ve 350 parsellerin keşifte belirlenecek bölümleri ile 102 ada 317 parselin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, teknik bilirkişi raporunda davacının zilyedinde bulunan taşınmazların 101 ada 348 ve 102 ada 317 parseller olduğu ancak 102 ada 317 parselin imar-ihya edilmesinden itibaren 20 yıllık sürenin tamamlandığı gerekçesiyle bu parsel hakkındaki davanın reddine, 101 ada 348 parsel yönünden ise davanın kabulüne tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK.nun 713/1,3402 sayılı Kanunun 14. maddeleri uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu yerler, 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğinde ancak, 2. derece sit alanı olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak davalı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tescilini istemektedir. Mahkemece, 101 ada 348 parsel yönünden koşulları oluştuğu görüşünden hareketle bu parsel yönünden davanın kabulüne, 102 ada 317 parsel yönünden ise koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye elverişli bulunmamaktadır. Jeolog Yrd Doç.Dr. Kıvanç Zorlu ile ziraatçı uzman bilirkişi Ömer Seyran tarafından düzenlenen 12.02.2009 tarihli rapor ekinde bulunan fotoğraflardan, dava konusu yerlerin niteliği ve imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda kuşkular bulunmaktadır. Bu tereddütlerin ilmi nitelikteki bilirkişi raporlarıyla giderilmesi gerekir. Bir arazinin kullanım süresi, niteliğiyle üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait 1/20000 veya 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların uzman bilirkişi tarafından stereoskop aletiyle incelenmesi gerektiği, ayrıca iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilmeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleridir (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. ..., Doç. Dr. ...., Doç. Dr. ...’in bu konudaki açıklamaları). Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; öğretim üyesi seviyesinde Ziraat Fakültesi Toprak Bölümünden Ziraat Mühendisi, bir harita ya da kadastro mühendisiyle bir jeologdan oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilip yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme ve uygulama yapılarak taşınmazların niteliğinin ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması olmalıdır. Hava fotoğraflarının üç boyutlu olarak stereoskopik aletle incelemeye tabi tutulması, şahit ve bilirkişi sözleri, ilmi esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazlar üzerinde imar-ihya işlemine başlanıldığı ve tamamlandığı tarihle tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca davacı adına belgesizden elde edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı o yer Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulmalı, varsa belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanakları Tapu Sicil Müdürlüğünden, tescil isteğine ilişkin dosyalar ise ait oldukları mahkemelerden getirtilerek dosya arasına konulması, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden gözönünde tutulması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılıp karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 22.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.