Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi “tapu kütüğüne” şerh edilmiş olsa dahi bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi (5) yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilir.
HGK.nun 01.11.2000 tarih ve 2000/1-1331 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere, Noterlik Kanununun 44.maddesinin B bendi mucibince, noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir. Şerhten itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa veya irtifa hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse iş bu şerh, tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re’sen terkin olunur. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir.
Somut olayda, tahliye emri tebliğ edilen K. Ö.., tapu maliki F. A. ile 01.06.1999 tarihinde Noterde düzenlediği gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini tapu kütüğüne şerh ettirmediği gibi, mülkiyetin intikalini teminen herhangi bir işlemde yaptığını iddia ve ispat etmiş değildir. Alacaklı yeni malik .... A.Ş. ile F. A.  arasında 13.01.2003 tarihinde ipotek tesis olunarak tapuya şerh verildiği görülmektedir. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu taşınmaz alacaklıya ihale olunmuştur.(22.7.2005 tarihinde) K.  Ö.’e tahliye emri 05.10.2005 tarihinde tebliğ olunmasına karşın, şikayetini yedi günlük yasal süreden sonra 3.4.2007 tarihinde yaptığından istemin süre aşımından reddi gerektiğine dair, (12.Hukuk Dairesinin 28.6.2007 tarih, 2007/10687 E.-13345 K.) Dairemiz kararına uyularak İstanbul 2.İcra Mahkemesinin 2007/2416 E. - 2008/200 K. sayılı kararı ile adı geçenin tahliye emrinin iptali istemi süreden reddolunmuştur.
Bu nedenle bahsi geçen karara itibar olunarak İcra Dairesince tahliye emrinin iptal edildiğinden bahisle, tahliye işlemlerinin durdurulmasına dair 7.5.2007 tarihli kararı doğru değildir.
İcra Mahkemesince açıklanan nedenlerle alacaklı isteminin kabulü ile İcra Dairesince tahliye işlemlerinin durdurulması dair kararın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. 
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/07/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.