13. Hukuk Dairesi 2017/4438 E. , 2017/4267 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlakçılık işi ile uğraştığını, davalıya ait evin satışı için davalı ile aralarında 10.05.2011 tarihli komisyon sözleşmesi imzalandığını, kendisi tüm edimlerini ifa ettiği halde davalının taşınmazın tapu devrini yapamaması üzerine satım sözleşmesinin gerçekleştirilemediğini ve davalı ile dava dışı alıcının aldıklarını geri iade ettiğini, buna göre sözleşmenin 4. maddesinde yer alan satış bedelinin % 6 oranındaki komisyon bedelini davalının ödemekle yükümlü olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı başlatmış olduğu icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/3478 Takip sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından takibe yapılan itirazın 6.900,00 TL asıl alacak, 1.374,00 TL işlemiş kanuni faiz olmak üzere toplam 8.274 TL üzerinden devamına, alacak likit olduğundan, asıl alacak miktarının %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile aralarında komisyon sözleşmesi imzalandığını, bunun üzerine davalının evini, dava dışı...’ye satması için aracılık ederek tarafların yazılı anlaşma yapmalarını sağladıklarını, ancak davalının tapunun devrini yapamaması üzerine alınanların iade edilerek tarafların sözleşmeden caydıklarını, sözleşmenin 4. maddesi gereği davalının ödemek zorunda olduğu komisyon ücretinin tahsili için icra takibi başlattığını, takibe itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, davalı ise komisyon sözleşmesinin sonradan doldurulduğunu, dava dış...’nin tayinin çıkması nedeniyle daireyi almaktan vazgeçtiğini, sözleşmeden cayanın kendisi olmadığından bahisle davanın reddini dilemiştir. Her ne kadar mahkemece, davacının edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı satıcının tapuyu devredemediği, bu nedenle de dava dışı alıcı Bayram Mümin İnce"den almış olduğu satış bedelini tekrar kendisine iade ettiği, bu nedenle komisyon sözleşmesinde hüküm altına alınan %6"lık komisyonun davalı satıcı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğine karar verilmiş ise de; taraflar arasında Türk Borçlar Kanununun 520. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 11.05.2011 tarihli sözleşme gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, tapu devrini gerçekleştirememesi nedeniyle satım sözleşmesinin yerine getirilememesinden dolayı sözleşmenin 4. maddesinin son cümlesinde öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 6’sı oranında tellallık ücretinin % 3’ü, satımın gerçekleşmesi neticesinde davalı alıcı tarafından ödenmesi gereken tellallık ücreti olup, davalının satıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır. Bunun dışında satış bedelinin geri kalan % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, TBK"nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükelleftir. Bu hükmü hakimin re’sen gözetmesi gerekir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, cezai şartın fahiş olduğunun kabulü gerekir. O halde, davalıdan kaynaklanan nedenlerle taşınmazın satışının gerçekleşememesi üzerine sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 6’sı oranındaki ücretinden davalı tarafından ödenmesi gereken % 3 tellallık ücreti dışında kalan cezai şart niteliğindeki % 3’ü oranındaki miktardan BK".nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak kalan miktardan davalının sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece az yukarıda açıklandığı gibi yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, HUMK’nun 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.