16. Hukuk Dairesi 2019/135 E. , 2019/6529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada 6 parsel sayılı 327,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın ... oğlu ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiş; 2009 yılında yapılan güncelleme çalışmaları sonucunda ise kullanıcıya ilişkin şerh; "iş bu parsel ..."in kargir bina ve bahçe olarak kullanımındadır” şeklinde değiştirilmiş, yine ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 491 ada 13 parsel sayılı 207,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 11 yıldan beri ..."in kullanımında olduğu şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., 491 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kendi kullanımında olduğu ve bu taşınmaza komşu 491 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendi kullanımında olan 491 ada 13 parselin devamı niteliğinde bulunduğu iddiasına; davacılar ... ve ... ise; fiilen kullandıkları ve ... adına kullanıcı şerhi bulunan 491 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile yol arasındaki bağlantının 491 ada 6 parsel içinde gösterildiği ve bu bölümün zeminde yol olarak kullanıldığı iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama neticesinde verilen hükmün ... tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, Yargıtay bozma ilamında özetle; “temyize konu 491 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 2000 yılında kesinleştiği, davacı ... ile davacılar ... ve ...’nun kadastro tespitinden önceki hakka dayalı olarak 2012 yılında dava açtıkları, hal böyle olunca, mahkemece temyize konu 491 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların 491 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının ayrı ayrı reddine, 491 ada 13 parsel sayılı taşınmazın zilyedinin ... olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, birleşen dosya davacısı-davalı ... vekili, davacı ..., davalı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde; Mahkemece verilen önceki günlü hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle Hazine yönünden kesinleşmiş olduğunun anlaşılmasına ve kesinleşen hususların yeniden temyizen incelenmesi mümkün bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
2- Birleşen dosya davacısı-davalı ... vekili, davacı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, birleşen dosya davacısı-davalı ... vekili ile davacı ..."nun sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, temyize konu 491 ada 6 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava reddildiğine göre, güncelleme çalışmaları sonucunda taşınmazda lehine kullanım şerhi verilen davalı ... aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün (B) bendinin 3. ve 4. fıkralarındaki "... ve ..."den..." kelimelerinin hüküm yerinden çıkarılarak, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.