17. Hukuk Dairesi 2019/1443 E. , 2019/2863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, harca esas değeri 3.452,8 TL göstererek, müvekkiline zorunlu trafik sigortalı olan davalı sigortalıya ait aracın alkollü kullanılarak dava dışı araca çarpması sonucu karşı araç için ödenen 3.200,00-TL hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, itirazın iptali davasında dava dilekçesinin vekile tebliğ edilmesi gerektiği halde asile tebliğ edildiğini, tebligat usulsüz olduğundan süresi içinde cevap dilekçesi sunamadıklarını, öğrenme tarihinden hemen sonra verdikleri beyan dilekçesinin süresinde verilen cevap dilekçesi olarak kabulünü, bu talebin kabul edilmemesi halinde cevap dilekçesini ıslah ettiklerini, buna göre alacağın, KTK 109 maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresinde takip yapılmaması ya da dava açılmaması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, kusuru kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine, davalı vekilinin ıslah dilekçesiyle yapmış olduğu kötü niyet tazminat talebinin davacının kötü niyetli olarak takip başlattığı yönünde delil olmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sigortacı ve sigortalı arasındaki rücuen tazminat istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış, anılan kanunun 73. maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda dava 28.11.2014 tarihinde açılmış olup, davacı vekili, müvekkiline zorunlu trafik sigortası ile sigortalı olan davalı sigortalıya ait aracın alkollü kullanımı sonucu dava dışı araca ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalini talep etmektedir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup yasanın 3/1-1. maddesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi olduğundan, mahkemece davanın HMK 114/1-c. maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.