23. Ceza Dairesi 2015/726 E. , 2015/1876 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... ve sanık ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."ın katılan ..."ı arayarak peşin para karşılığında odun almak istediğini söylediği, katılanın kamyonla getirdiği odunları ... beldesinde indirttiği, para bulmaya gidiyorum diyerek ayrıldığı, olay yerinde kalan diğer sanık ..."ın, katılan ile kamyon şoförü ..."u ..."da kaza yapmış” diyerek ..."ya yönlendirdiği ve bunu fırsat bilerek önceden anlaştığı sanık ..."a odunları satarak odunlar üzerinde katılanın hakimiyetini tamamen kaldırdığı, böylece sanıkların birlikte iştirak iradesi altında hileli davranışlarla katılanı aldatıp dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda,
1-Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Katılanın kısa kararın verildiği 07/10/2010 tarihli duruşmaya katılmadığı halde, sehven kararın katılanın yüzüne karşı verildiğinin belirtilmesi ve gerekçeli kararın tebliğinden itibaren katılanın süresinde temyiz dilekçesi vermiş olması karşısında, tebliğnamedeki katılanın temyiz isteminin reddine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair katılanın soyut iddiasından başka cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Katılanı telefon ile arayarak odun satın almak isteyen kişinin sanık ... olduğu, 05/02/2010 tarihli ve 634 numaralı sevk irsaliyesi ile 06/02/2010 tarihli ve 15468 numaralı faturada sanıkların her ikisinin de adlarının yazılı bulunduğu, odunların sanıkların nezaretinde sanık ..."ın serasının önüne boşaltıldığı, sanık ...ın katılandan sevk irsaliyesini alıp para bulmaya gideceğini söylediği, bir süre sonra sanık ..."in katılana sanık ..."ın kaza yaptığını söyleyip katılanı olay yerinden uzaklaştırdığı ve odunları sattığı anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriet savcısının ve sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin sanıklar hakkında adli para cezasının alt sınırın üzerinde 365 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "365 GÜN", "304 GÜN" ve "20x304=6.080 TL" terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "20x4=80 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan sanıklar hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.