Abaküs Yazılım
9. Daire
Esas No: 2019/4330
Karar No: 2022/1290
Karar Tarihi: 07.04.2022

Danıştay 9. Daire 2019/4330 Esas 2022/1290 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 9. Daire Başkanlığı         2019/4330 E.  ,  2022/1290 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DOKUZUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/4330
    Karar No : 2022/1290

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ...Hizmet Yönetim San. ve Tic. A.Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    2-(DAVALI) ...Başkanlığı-...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği tarafından 30/10/2013 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan "Bakırköy Birlik Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesislerine 24 Ay Süreli 1857 Kişi ile Bilgi Sistemi Kullanım, Kurulum, Network, Donanım, Teknik Destek ve Yazılım Bakım Elemanı Hizmet Alımı" ihalesini üstlenen davacı şirketin, mahkeme kararı uyarınca 31/05/2015 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle 26/12/2014 tarihinde ödediği toplam 402.749,17-TL tutarındaki sözleşme damga vergisi ve ihale kararı damga vergisinin iadesi talebiyle yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesi ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği tarafından 30/10/2013 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan "Bakırköy Birlik Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesislerine 24 Ay Süreli 1857 Kişi ile Bilgi Sistemi Kullanım, Kurulum, Network, Donanım, Teknik Destek ve Yazılım Bakım Elemanı Hizmet Alımı" ihalesinin davacı şirketin uhdesinde kalması üzerine ihale makamı tarafından alınan karar kapsamında 26/12/2014 tarihinde sözleşme damga vergisi ve ihale kararı damga vergisi olarak toplam 402.749,17-TL tutarındaki damga vergisinin ödenmesinden sonra, katılımcı şirketlerden biri tarafından; 04/12/2013 tarihli dilekçe ile yaptığı itirazen şikayet başvurusunun Kamu İhale Kurulu'nun ...gün ve ...sayılı kararı ile reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle ...İdare Mahkemesi'nde açılan davada işlemin iptaline karar verildiği, temyiz başvurusu üzerine, Danıştay 13. Dairesi'nin 20/01/2015 tarih ve E:201/4919, K:2015/59 sayılı kararı ile Mahkeme kararının bozulması üzerine .... İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı karar ile ilk kararında ısrar edilerek dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu kararın temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen 26/10/2017 tarih ve E:2015/3104, K:2017/3265 sayılı kararla Mahkeme kararının bozulduğu, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin ...tarih ve ...sayılı kararı ile Danıştay 13. Dairesi'nin 20/01/2015 tarih ve E:2014/4949, K:2015/59 sayılı kararına istinaden ...tarih ve ...sayılı Genel Sekreterlik Olur'u ile 31/05/2015 tarihi itibariyle 2. kısım için davacı şirket ile yüklenici sıfatıyla 29/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin feshedildiği, davacı şirket tarafından söz konusu ihalenin mahkeme kararı ile iptal edildiğinden bahisle ihale nedeniyle ödenen damga vergisinin iadesi istenilmekteyse de, ihale kararının iptaline ilişkin kararın Danıştay 13. Dairesi tarafından bozulduğu, bunun üzerine mahkemece verilen ısrar kararının ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile bozulduğu, dolayısıyla halihazırda söz konusu ihalenin iptaline ilişkin bir mahkeme kararı bulunmadığı ve ihalenin yürürlükte olduğu görüldüğünden ve bu nedenle hukuken geçerli bulunan ihale nedeniyle tahsil edilen damga vergisi de yasal olacağından, bahse konu verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde yasal isabetsizlik görülmediği; sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisinin iadesi istemine gelince; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesine göre düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olması için yazılıp imzalanmasının yeterli olmadığı, herhangi bir hususu ispat etmek için ibraz özelliğinin olması gerektiği, ihale sonucu davacı şirket ile yapılan sözleşmenin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin 25/05/2015 tarihli kararı ve 25/05/2015 tarih ve 3263 sayılı Genel Sekreterlik Olur'u ile 31/05/2015 tarihi itibariyle feshedildiği, bu nedenle davacının sözleşmenin feshi ile birlikte ilgili kağıdın hükmünden faydalanmasının da söz konusu olamayacağı dolayısıyla vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği, bu hususun ise açık bir vergi hatası niteliğinde olduğu görüldüğünden, sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu işlemin sözleşme damga vergisine ilişkin kısmının iptaline, sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisinin ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine, dava konusu işlemin ihale kararından doğan damga vergisine ilişkin kısmının iptali istemi ile söz konusu verginin ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi isteminin ise reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
    DAVALI İDARENİN İDDİALARI : İhalenin yapılması ve sözleşmenin imzalanmasıyla vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği, 448 sayılı Damga Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
    DAVACININ İDDİALARI : İhale kararının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle sözleşmenin de feshedildiği, davacı şirketin bu noktada kusurunun olmadığı, ihalenin ilgili kamu kurumu tarafından iptal edilmesi nedeniyle sözleşme damga vergisinin de iadesi gerektiği iddialarıyla kararın aleyhe olan kısımının bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından yasal dayanaktan yoksun temyiz isteminin reddi talep edilmiş, davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY: Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği tarafından 30/10/2013 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan "Bakırköy Birlik Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesislerine 24 Ay Süreli 1857 Kişi ile Bilgi Sistemi Kullanım, Kurulum, Network, Donanım, Teknik Destek ve Yazılım Bakım Elemanı Hizmet Alımı" ihalesini üstlenen davacı şirketin, mahkeme kararı uyarınca 31/05/2015 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle 26/12/2014 tarihinde ödediği toplam 402.749,17-TL tutarındaki sözleşme damga vergisi ve ihale kararı damga vergisinin iadesi talebiyle yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmektedir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında, vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade edeceği; aynı Kanunun 3'üncü maddesinin birinci fıkrasında ise, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu kurallarına yer verilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124. maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise aynı Kanun'un 116. maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapılmış, 117. maddesinde, hesap hataları olarak; matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması; 118. maddesinde de, vergilendirme hataları olarak; mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme veya muafiyet döneminde hatalar gösterilmiş bulunmaktadır.

    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesinin 2. fıkrasında, kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakimin, örf ve adet hukuka göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar vereceği öngörülmüş; 4. maddesinde de hakimin takdir yetkisi düzenlenmiştir. Buna göre, kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.
    Anayasanın 148. maddesinin 1. fıkrasında, Anayasa Mahkemesinin, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımında uygunluğunu denetleyeceği ve bireysel başvuruları karara bağlayacağı düzenlenmiş; 152. maddesinde de bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakacağı öngörülmüştür.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında: "Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin 10/2/2011 tarihli ve E.:2008/58, K.: 2011/37 sayılı iptal kararı üzerine, 15/06/2012 tarihli, 28324 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la yeniden düzenlenen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin dördüncü fıkrasında "fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın, mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120. madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edileceği, söz konusu 120. maddede ise; vergi hatalarının düzeltme fişine dayanılarak düzeltileceği, hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla verginin, aynı fişe dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe reddolunacağı, düzeltme fişinin bir nüshasının, reddedilecek miktarla müracaat edeceği muhasebe ve müracaat süresi zikredilmek suretiyle mükellefe tebliğ edileceği belirtilmiştir.
    213 sayılı Kanun'un yine aynı Kanunla eklenen geçici 29. maddesinde ise bu Kanunun 112. maddesinin 4. fıkrasının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanacağı öngörülmüştür.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin, sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan döneme tekabül eden kısmının iptal ve iadesine ilişkin kısmına yönelik, davalı idare tarafından ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Davalının; Bölge İdare Mahkemesi kararının sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılan döneme tekabül eden kısmına ilişkin temyiz istemine gelince;
    Uyuşmazlıkta; sözleşme damga vergisini doğuran olay, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği ile davacı şirket arasında 26/12/2014 tarihli sözleşmenin imzalanmasıdır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin ...tarih ve ...sayılı kararı ile Danıştay 13. Dairesi'nin 20/01/2015 tarih ve E:2014/4949, K:2015/59 sayılı kararına istinaden ...tarih ve ...sayılı Genel Sekreterlik Olur'u ile 31/05/2015 tarihi itibariyle 2. kısım için davacı şirket ile yüklenici sıfatıyla 29/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin feshine karar verilmesi nedeniyle, sözleşme damga vergisine ilişkin ödeme yapıldığı tarihten itibaren 30 günlük dava açma süresi içerisinde, sözleşmenin hukuk aleminde varlığı ve ifası devam ederken davacı tarafından dava açılması beklenemeyeceği gibi, henüz ihalenin ve sözleşmenin ileri bir tarihte feshedileceğinin öngörülmesi mümkün olmadığından bu aşamada dava açma iradesinin ödeme tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresi içinde kullanılması hayatın olağan akışına ters düşmektedir. Sözleşme imzalanarak "damga vergisini doğuran olayın gerçekleştiği" tarihten sonra sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle oluşan yeni hukuki durum karşısında davacı tarafından idareye başvuru yapmaktan başka imkanının kalmadığının kabulü ve davacının iddialarının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun düzeltme-şikayet hükümlerine kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
    Davacı şirket tarafından ihale kararı üzerine imzalanan sözleşmenin; hizmet alım sözleşmesi olduğu, sonrasında yargı kararıyla ihalenin iptal edilmesi nedeniyle ihale makamı tarafından tek taraflı olarak feshedildiği, fesih tarihinden itibaren ihale konusu işe ilişkin olarak hükmünden yararlanılmaya devam etme vasfını yitirdiği ve damga vergisinin konusu olmaktan çıktığı anlaşıldığından, sözleşmenin feshedildiği tarihten sonrasına diğer bir deyişle sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan kısmına tekabül eden sözleşme damga vergisinin vergilendirme hatası kapsamında iadesi gerekmekte olup, sözleşmenin feshedildiği tarihten önceki hükmünden yararlanılan döneme isabet eden damga vergisinin ise, bu süreçte sözleşmenin devam ettiği, bir hakkın temini, bir hususun ispatı ve dolayısıyla düzenlenme amacı çerçevesinde ya da bu amaçla ilgili bir ihtilafa bağlı olarak sonuç alınmasını teminen ibraz edilebilecek bir belge niteliği taşıdığı ve tarafların yükümlülüklerinin geçerli olduğu, davacı tarafından sözleşme içeriği yükümlülükleri yerine getirmek, karşılığında hakedişler almak vb. suretiyle sözleşmenin hükmünden yararlanıldığı dikkate alındığında vergilendirme hatası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
    Bu durumda; davacı tarafından, ihale makamı tarafından tek taraflı olarak feshedilen sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisinin tamamının düzeltme-şikayet hükümleri uyarınca iadesi talebiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin, sözleşmenin hükmünden yararlanılan döneme isabet eden damga vergisine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, davayı bu kısım yönünden kabul eden Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
    Davacının, sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan döneme tekabül eden kısmının faizine yönelik temyiz istemine gelince;
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerde görüleceği üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 1. maddesinde hakime hukuk yaratma yetkisi tanınmış ve bu yetkinin kullanılacağı koşullar ve sınırlar belirlenmiş bulunmaktadır. Buna göre, bu yetkinin kanunda ve örf ve adet hukukunda kural olmaması durumda kullanılması öngörülmüş ve hakimin kanun koyucu gibi hareket etmesi gereği vurgulanmıştır. Bu kapsamda, keyfilikten ve o anın koşullarının etkisinden uzak bir şekilde, eşitlik ve hukuk güvenliği çerçevesinde, hukuk devletinin gerekleri ile sonradan diğer olaylar için de temel olabilecek şekilde kullanılması gerekmektedir.
    Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde ise, hakimin takdir yetkisi düzenlenmiştir. Hakimin takdir yetkisi, hukuk yaratma yetkisinden farklıdır. Burada, hakimin önündeki somut olaya uygulayacağı bir kural bulunmakta olup, olayın önceden bilinmeyen özellikleri dolayısıyla hakime bir değerlendirme, tercih yapma yetkisi tanınmış bulunmaktadır.
    Hakimin takdir yetkisi de sınırsız değildir. Hakim bu yetkisini, ancak kendisine kanunen açık yahut zımni olarak bu hakkın tanınmış olduğu durumlarda, kanunun çizdiği sınırlar içerisinde, hakkaniyet ve nefaset kurallarına göre kullanması gerekmektedir.
    Bu açıklamalar kapsamında, somut olaya ilişkin bir kanun hükmünün bulunması ve kanun hükmünde hakime açık ya da zımni olarak takdir yetkisi tanınmamış olduğu durumlarda, hakimin hukuk yaratma ya da takdir yetkisini kullanması mümkün değildir. Başka bir anlatımla, bu durumda hakimin, ilgili kanun hükmünü ihmal etme yetkisi bulunmamaktadır. Aksi bir tutum, keyfiliğe, ayrımcılığa, hukuk düzeninin bozulmasına yol açacaktır.
    Ancak böyle bir durumda, söz konusu kanun hükmünün Anayasaya aykırı olduğu kanısına varılması halinde, hakime, Anayasanın 152. maddesinde, ilgili kanun hükmünün Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kanunların Anayasaya aykırılığını denetlemekle görevli Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurma imkanı tanınmıştır.
    Mükelleflerden fazla ve yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesi durumunda, iade edilen tutarlara hangi oranda faiz ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığından, hukuk yaratma yetkisi kapsamında yerleşik Danıştay içtihatları ile 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca hesaplanacak faiz oranının uygulanması öngörülmüş bulunmaktaydı. Ancak, 15/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6322 sayılı Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesi yeniden düzenlenmiş ve fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faiziyle iade edileceği açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte, 112. maddesinin 4. fıkrasının, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde uygulanacağı öngörülmüştür.
    Diğer bir ifadeyle, vergi idaresince, mükelleflerden, 15/06/2012 tarihinden sonra fazla ve yersiz olarak tahsil edilen tutarların 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faiziyle iade edileceği açıkça hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden; dava dilekçesinde ihale kararı ve sözleşme nedeniyle ödenen damga vergisinin iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ve tahsil edilen damga vergisinin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiş olmasına karşın, mahkemece dava konusu işlemin sözleşme damga vergisine ilişkin kısmı bakımından davanın kabulü, işlemin bu kısmının iptaline, ödendiği tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi yolundaki kararı üzerine yapılan istinaf başvurusu neticesinde, bölge idare mahkemesince istinaf isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
    Dava dilekçesinde, 15/06/2012 tarihinden sonra, 26/12/2014 tarihinde ödenen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesinin istendiği görüldüğünden, tahsil tarihi itibarıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesinin yürürlükte olduğundan, yasal faiz talebinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesi uyarınca tecil faizi oranı olarak değerlendirilmesi gerektiği de göz önüne alındığında, Vergi Mahkemesince, kanunun açık hükmü bulunmasına rağmen yasal faizin uygulanması gerektiği yolunda verilen kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemin ihale kararına ait damga vergisine ilişkin kısmının iptal ve iadesine yönelik davacı tarafından ileri sürülen temyiz istemine gelince;
    4734 sayılı Kamu İhale Kanununda ihale süreci, ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, bunun yanısıra, aynı Kanunun 54. ila 56. maddelerinde, ihale sürecine ve ihale süreci sonunda alınan ihale kararına karşı yapılacak olan şikayet ve itirazen şikayet müesseselerine de yer verilmiş, 56. maddenin son fıkrasında; "İdareler hukuki durumda değişiklik yaratan Kurul kararlarının gerektirdiği işlemleri ivedilikle yerine getirmek zorundadır." denilmek suretiyle Kamu İhale Kurulu'nun ihalenin iptaline karar vermesi durumunda, ihale yetkili tarafından ihale kararının ve buna istinaden düzenlenen sözleşmenin ortadan kaldırılarak, işin yeniden ihaleye çıkarılmak suretiyle yeni ihale kararının alınması ve yeniden sözleşme düzenlenmesi gerektiği hüküm altına alınmış,57.maddesinde ise kurum tarafından verilen nihai kararlara karşı yargısal yol düzenlenmiştir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 4. maddesinde ihale; bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
    Uyuşmazlıkta; ihale kararı damga vergisini doğuran olay, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği tarafından 30/10/2013 tarihinde açık ihale usulüyle yapılan "Bakırköy Birlik Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesislerine 24 Ay Süreli 1857 Kişi ile Bilgi Sistemi Kullanım, Kurulum, Network, Donanım, Teknik Destek ve Yazılım Bakım Elemanı Hizmet Alımı" ihalesinin davacı üzerine bırakılmasına ilişkin ihale kararının alınmasıdır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul İli Bakırköy Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'nin ...tarih ve ...sayılı kararı ile Danıştay 13. Dairesi'nin 20/01/2015 tarih ve E:2014/4949, K:2015/59 sayılı kararına istinaden ...tarih ve ...sayılı Genel Sekreterlik Olur'u ile 31/05/2015 tarihi itibariyle 2. kısım için davacı şirket ile yüklenici sıfatıyla 29/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin feshine karar verilmesi nedeniyle, ihale sözleşmenin imzalanması ile tamamlanacağından ve sözleşmenin iptaline karar verilmesi ile davacı açısından devam eden bir ihalenin varlığından bahsedilemeyeceğinden, mahkeme kararı uyarınca sözleşmenin tasfiye edildiğinden ihale kararından yararlanma vasfının davacı açısından ortadan kalktığı, yeni bir hukuki durum oluştuğu gözetilmeden ihalenin iptaline ilişkin bir mahkeme kararı bulunmadığı ve ihalenin yürürlükte olduğu görüldüğünden ve bu nedenle hukuken geçerli bulunan ihale nedeniyle tahsil edilen damga vergisi de yasal olacağından, bahse konu verginin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin ihale kararından doğan damga vergisine ilişkin kısmının iptali istemi ile söz konusu verginin ödendiği tarihten itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte iadesi isteminin reddine karar veren vergi mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu bu kısım bakımından reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; davalının temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE;
    2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının, sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan döneme tekabül eden kısmının iptal ve iadesine ilişkin kısmının ONANMASINA, sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılan döneme tekabül eden kısmı ile sözleşmeden doğan damga vergisinin, sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan döneme tekabül eden kısmının faize ilişkin kısmı ile ihale kararına ait damga vergisine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Temyiz isteminde bulunan davacıdan ...-TL maktu harç alınmasına,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine , 07/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi