11. Ceza Dairesi 2016/2632 E. , 2018/2302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sungurlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.04.2011 tarih ve 2011/402 Soruşturma-2011/269 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında da “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlenmek“ suçlarından kamu davası açılmış ise de; Samsun Vergi Dairesi Başkanlığı‘nın 21.01.2011 tarih ve RDK.01/2011/56 sayılı komisyon mütalaası ile atılı suça ilişkin olarak sanığın eşi olan diğer sanık ... hakkında mütalaa verildiği, sanık ... hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı görülmekle, öncelikle bu sanık yönünden durma kararı verilerek, 213 sayılı VUK"nın 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık ... hakkında “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın savunmasında, suça konu şirketi eşi olan sanık ...‘nun isteği ile kurduklarını, şirket işleri ile eşinin ilgilendiğini, bu hususta eşine vekalet verdiğini, sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalarla ilgisinin bulunmadığını beyan ederek suçlamaları kabul etmemesi, dosya içerisinde belirtilen takvim yıllarında düzenlenen herhangi bir fatura aslı yada suretine rastlanılmaması, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; sanık tarafından düzenlenen 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarına ait kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, suça konu faturalar yönünen sanığın herhangi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından da, sanık ... ve tanık olarak beyanına başvurulan şirket muhasebecisi ...‘ın beyanlarında belirtilen Boğazkale Noterliği aracılığıyla düzelendiği bildirilen vekaletnamenin mevcut olup olmadığı araştırılarak, bu şekilde sanık ...‘ya verilmiş bir vekalet bulunduğunun tespiti halinde, sanık ...‘nun atılı suça ne şekilde iştirak ettiği açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a)Sahte fatura düzenleme suçlarında her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen faturaların, bir bütün halinde zincirleme şekilde sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı, somut olayda sanıklar hakkında “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kamu davası açıldığı halde, her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme biçimde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‘nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.