MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin belirli süreli iş sözleşmeleri gereğince 19.07.2010-30.04.2014 tarihleri arasında, teknik personel (uçak mekanik montajcı) olarak çalıştığını, her yıl sözleşmelerin değişik dönemlerde yenilendiğini, davalı şirketin 30.04.2014 tarihinde belirli süreli iş sözleşmesine süresinin dolduğu gerekçesiyle son verildiğini, hiçbir haklı sebep olmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiğini, yasal tazminatlarının da ödenmediğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıklarını, davalı şirket tarafından borca ve takibe itirazda bulunulduğunu iddia ederek davalının takibe yaptığı itirazının iptali ile % 20"den az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında giydirilmiş ücretin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı Kanun"un 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda giydirilmiş ücret miktarı tespit edilirken, ücret bordrolarına göre yakacak yardımı, uçuş tazminatı ile ikramiye ödemelerinin son bir yılda yapılan ortalamasının esas alındığı belirtilmiştir. Ne var ki, örnekleme yolu ile ücret bordroları incelendiğinde ikramiye tahakkuku olarak yazılı olan miktarlar ile bilirkişi raporunda tespit edilen miktarların uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Örneğin, 2014 yılı Mart ayına ait ücret bordrosunda 90 gün için brüt 2.832,30 TL ikramiye tahakkuku yapıldığı; ancak, bilirkişi raporunda bu aya ilişkin ikramiye ödemesinin brüt 804,61 TL olarak esas alındığı belirlenmiştir. Öte yandan taraflar arasında imzalanan belirli süreli iş sözleşmesinin incelenmesinde; taraflar arasında davacı işçiye yılda 4 net maktu aylık ücret tutarına kadar ikramiye ödeneceğinin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Buna göre, mahkemece yapılacak iş, giydirilmiş ücret hesabında, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesine göre tespit edilecek ikramiye ödemesinin dikkate alınmasıdır. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.