8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5521 Karar No: 2010/1140 Karar Tarihi: 18.03.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/5521 Esas 2010/1140 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, eski eşiyle kooperatif hissesi alımında katkı payı yaptığını ancak hisseyi sadece davalının üzerine kaydettirdiğini iddia ederek 5.000 TL katkı payının yasal faiziyle birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı ise, davacının iddialarını reddetmiş ve katkısının sembolik düzeyde olduğunu savunmuştur. Mahkeme, önceki davadan kesin hüküm bulunması nedeniyle davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay, önceki davadan edinilmiş mallara ilişkin bir hüküm olmaması sebebiyle kesin hükmün oluşmadığına karar vermiş ve davayı bozmuştur. Kanun maddeleri: HUMK 237, HUMK 428.
8. Hukuk Dairesi 2009/5521 E. , 2010/1140 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... (Güngören) ile Sait Güngören aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 5. Aile Mahkemesinden verilen 16.06.2009 gün ve 225/564 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR
Davacı ... (Güngören) vekili, tarafların 16.09.1993 tarihinde evlendiklerini, 05.02.1999 tarihinde İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davasının 09.03.2000 tarih, 1999/74 E- 2000/216 K. sayılı ilâm ile reddedildiğini ve bu kararın 13.09.2001 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşme tarihinin üzerinden üç yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen müşterek hayatın yeniden kurulamadığını ve İzmir 3. Aile Mahkemesinde yeniden boşanma davası açıldığını, 28.08.1995 tarihinde Bornova Saraykent Yapı Kooperatifinden davalı adına satın alınan kooperatif hissesi için yapılan ödemelerin vekil edeninin aylık çalışma ücretleri, evlilik tazminatı ve düğün takılarının satılması ile karşılandığını, buna karşılık davalının kooperatif hissesini yalnızca kendi üzerine kaydettirdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., dava dilekçesinde bahsedilen takıların adet ve gramaj olarak abartılı olduğunu, kaldı ki, davacının evi terk ederken yanında götürdüğü takılardan söz etmediğini, asgarî ücret ve daha altında para kazanan davacının maaşının ve aldığı tazminatın şahsî harcamalarına ve babasının düğün borçlarına dahi yetmediğini, alınan kooperatif hissesinin ödemelerini ilk günden beri kendisinin yaptığını, davacının katkısının sembolik düzeyde olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/74 E-2000/216 K. sayılı dosyasında davacı ... Güngören vekili tarafından davalı ... aleyhine boşanma, maddî ve manevî tazminat istemiyle açılan davaya ilişkin dilekçede SS ... Konut Yapı Kooperatifinden hisse devri sözleşmesi ile satın alınan daire vasfındaki taşınmazın alımında davacının ziynetlerini, ihbar ve kıdem tazminatlarını davalıya vererek katkısının bulunduğu iddiası ile taşınmazın yarı bedeli olan 3.500,00 TL’yi maddî tazminat olarak talep ettiği, bu davanın reddedildiği ve kararın 13.09.2001 tarihinde kesinleştiği, dava ile ilgili olarak kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde bahsi geçen İzmir 3. Aile Mahkemesindeki boşanma davasının eldeki dava ile aynı tarihte açıldığı, mahkemenin 13.10.2008 tarih, 2008/216 E-750 K. sayılı ilâmı ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararın 26.11.2008 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. HUMK.nun 237. maddesinde düzenlenmiş bulunan kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için her iki davanın konusunun, dayanılan hukuki sebebin ve taraflarının aynı olması gereklidir. Mahkeme tarafından kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2000 tarih, 1999/74 E-2000/216 K. sayılı ilâmının incelenmesinde; davacı ... Güngören tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın 13.09.2001 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Bu hükümde malların tasfiyesine dair herhangi bir husus yer almamaktadır. Önceki dosyada boşanma talebinin reddedilmiş olması edinilmiş mallar bakımından ileriye yönelik olarak herhangi bir etki ve özellikle de mahkeme kararında belirtildiği gibi kesin hüküm oluşturmaz. Bu nedenle toplanan deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kesin hüküm bulunduğu gerekçesi ile davanın reddi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.