Esas No: 2021/15276
Karar No: 2022/1676
Karar Tarihi: 07.04.2022
Danıştay 2. Daire 2021/15276 Esas 2022/1676 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/15276 E. , 2022/1676 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/15276
Karar No : 2022/1676
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; ... İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2018 günlü, E:2016/15693, K:2018/4047 sayılı, eksik inceleme nedeniyle bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme sonucu verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı hakkında disiplin cezasına konu fiil nedeniyle adli yönden başlatılan soruşturma sonucunda açılan davada; … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile davacı hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçunu işlediğinin sabit olmaması gerekçesiyle beraat kararı verildiği, "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediği gerekçesiyle ise (1) yıl (15) gün hapis cezası verildiği, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay … Ceza Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla beraat kararının onanarak kesinleştiği, hapis cezasına ilişkin kısım hakkında ise bozma kararı verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği ve yargılama neticesinde … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayden açılan davanın 21/10/2020 tarihli celsesinde davacı hakkında "görevi kötüye kullanma" suçu yönünden dava zamanaşımının dolması nedeniyle düşme kararı verildiği, temyizen incelenmekte olan davada ise Mahkemece, disiplin soruşturması kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler ile delillerin irdelemesi yapılarak davacıya atfedilen eylemin sübuta erip ermediği hususunda hukuki denetim yapılması gerektiğinin açık olduğu,
Dava dosyasında yer alan belgelerin incelenmesinden; … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında iletişimin tespiti ve fiziki teknik takip tedbirleri uygulanarak birtakım deliller elde edildiğinin, bu kapsamda davacının kullandığı telefon üzerinden 18/12/2007 - 18/03/2008 tarihleri arasında yapılan dinlemelerde, davacının nakliyat şirketleri sahipleri ve çalışanlarıyla görüşmeler yaptığının, bu görüşmelerde yapılacak yol denetimleri ile ilgili olarak bilgi verdiğinin, … ile yapılan 08/01/2008 tarihli telefon görüşmesinde yol denetimleri hakkında bilgi verdiğinin ve yol denetimi için çıkartılan sivil ekip aracının plakasını söylediğinin, 07/01/2008 ve 07/04/2008 tarihlerinde … ile yapılan telefon görüşmesinde yol denetimleri ile ilgili bilgi verildiğinin, …'nin ifadesinde davacının kendisine yol durumu hakkında bilgi verdiğini kabul ettiğinin, 24/01/2008 tarihinde … ile yapılan telefon görüşmesinde davacının …'den kendisinin kullanacağı araca benzin temin etmesini istediğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkında ceza soruşturması sırasında iletişimin tespiti ve teknik takip yoluyla elde edilen hususlara ilişkin olarak davalı idarece, nakliyat şirketlerinin sahibi veya çalışanı olan kişilerin ve olaylara tanık olan diğer kişilerin ifadelerinin alındığı, ifadesi alınan tanıkların davacı hakkında beyanda bulundukları,
Dava dosyasında yer alan iletişim tespit tutanakları, tanık ifadeleri ile diğer tüm bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının, tonaj konusunda Karayolları Trafik Kanunu hükümlerini uygulamamak ve uygulanmamasını temin etmek suretiyle fazla tonajla taşımacılık yapan bazı nakliyat şirketlerine işlem yapmamak veya yapılmamasını sağlamak, yol denetimleri ile ilgili haber vermek ve bunların karşılığında özel aracına akaryakıt aldırmak ve para almak suretiyle menfaat sağlamak şeklindeki disiplin cezasına dayanak olan eylemlerinin sübuta erdiğinin anlaşıldığı, davacının anılan eylemlerinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/7. maddesinde düzenlenen "Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak" disiplin hükmü kapsamında kaldığı ve söz konusu davranışları nedeniyle meslekten çıkarma disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; dava konusu fiiller ile ilgili olarak açılan davada ceza mahkemesince verilen zamanaşımı nedeniyle düşme kararının kesinleştiği, davacının isnat olunan eylemleri gerçekleştirmediğinin kabulünün gerektiği; davacıya isnat edilen fiillerle ilgili ceza soruşturmasının rüşvet ve suç örgütü kurma suçlarından yürütülmesi nedeniyle iletişimin dinlenilmesi yoluna gidildiği, ceza yargılamasının ilerleyen safhalarında suç isnadının görevi kötüye kullanma olarak değişmesi nedeniyle elde edilen tape kayıtlarının delil olarak kullanılmasının hukuka uygun olmadığı, soruşturmada adı geçen bir kısım polis memurlarına bir alt disiplin cezası uygulandığı halde aynı veya daha iyi sicil durumu bulunan kendisinin bir alt disiplin cezasıyla tecziye edilmemiş olmasının eşitlik ilkesine uygun olmadığı; disiplin soruşturması sonucu isnat edilen fiillerin ceza maddelerinin faillere göre değiştiği görüldüğünden soruşturma raporunun güvenilirliğinden ve objektifliğinden söz edilemeyeceği ve bahse konu rapora itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu bağlamda, özensiz ve dikkatsiz bir biçimde hazırlanan, bir takım hatalar içeren disiplin soruşturması raporu uyarınca tesis olunan dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı gibi dilekçede ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplere uymadığından temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan 97,70 TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.