Esas No: 2021/14084
Karar No: 2022/1672
Karar Tarihi: 07.04.2022
Danıştay 2. Daire 2021/14084 Esas 2022/1672 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/14084 E. , 2022/1672 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/14084
Karar No : 2022/1672
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …, Av….
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullandığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2018 günlü, E:2016/15255, K:2018/4041 sayılı, eksik inceleme nedeniyle bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme sonucu verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı ile fiilleri aynı soruşturmaya konu edilen diğer polis memurlarının örgüt halinde rüşvete aracılık suçunu işlediklerinden bahisle … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… esasına kayıtlı dava dosyasında verilen kararın, Yargıtay … Ceza Dairesinin E:…, K:… sayılı kararı ile; "...rüşvet suçunun kanıtı kabul edilebilecek delillerin yorumu gerektirmeyecek biçimde rüşvet suçunun anlaşma da dahil tüm unsurlarını ortaya koymadığı, görevin gereklerine aykırı hareket edilmesi için hangi iş ve işlem nedeniyle menfaat temin edildiği ya da rüşvet anlaşmasına varıldığı hususunun açık olmadığı da nazara alındığında, savunma irdelenerek kolluk görevlilerinin icbar boyutuna varmayan davranışları sonucunda sivil sanıklarca menfaat temin edildiğinin anlaşılması halinde görevlilerin eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ..., aksi halde ise işin yapılmasına yönelik öncesinde bir anlaşmanın varlığı halinde eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen 'görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama ve bu suça azmettirme suçunu', işin yapılmasına yönelik öncesinde bir anlaşmanın olmadığı, söz konusu işin yapılmasından sonra menfaat temin edilmesi halinde ise kolluk görevlileri açısından eylemin TCK'nın 257/1 maddesinde düzenlenen 'görevi kötüye kullanma' ... suçunu oluşturacağı gözetilmeden sübutu kabul edilen eylemlerinin ne suretle atılı suçu oluşturduğu, suçun işlendiğine dair varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle gösterilmeden dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle..." gerekçesi ile bozulduğu,
Yargıtayın bozma kararı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla "... kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre dava zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi gereğince 8 yıl olduğu, ... olağan ve olağanüstü zamanaşımı sürelerinin dolduğu..." gerekçesi ile davanın düşmesine karar verildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı iddianamesinde; davacı hakkında (32) adet tape bilgisine yer verilerek, Karacabey Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliğinde trafik polis memuru olarak görev yapan davacının … ve tespit edilen diğer şahıslara ait tonajlı araçların geçişini kolaylaştırdığı, yolun durumu hakkında önceden şirket yetkililerine ve araç sahiplerine bilgi verdiği, araçların ne zaman kendi sorumluluk bölgesinden getirilebileceği konusunda yardımcı olduğu, araç sahipleri ve işletenleri ile Karacabey Bölge Trafik İstasyon Amirliğinde çalışan şüpheli diğer polis memurları arasında irtibat sağladığı ve rüşvet olarak alınan paraların şüpheli polis memurları arasında dağıtımı işini yaptığı, şirketlere ve şahıslara ait araçların tonajlı olduklarını ve idari yönden eksikliklerinin bulunduğunu tespit etmesine rağmen araçları ceza uygulamadan bıraktığı ve diğer şüpheli polis memurlarına rüşvet karşılığında tonajlı araçları herhangi bir işlem yapmaksızın serbest bıraktırdığı, bu hususlarda özellikle istasyon amiri olarak görev yapan şüpheli … ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği, davacının süreklilik arz eden bu eylemleri karşılığında şirket yetkilileri ve araç sahiplerinden para aldığı, cep telefonuna kontör yüklettiği ve bu şekilde maddi menfaat temin ederek rüşvet aldığı, tonajlı araçların sahiplerinden rüşvet alma konusunda diğer şüpheli polis memurları ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kanunun suç saydığı rüşvet almak fiilini işlemek amacıyla şüpheli … ile birlikte örgüt kurduğu ve kurduğu örgütü yönettiği, rüşvet veren şahıslara ait araçlar ve işletenleri hakkında 2918 sayılı Kanun gereğince işlem yapması gerekirken maddi menfaat karşılığında yasal işlem yapmayarak ve yaptırmayarak çok sayıda rüşvet alma suçunu işlediği iddialarına yer verildiği,
Olayda, her ne kadar Yargıtay … Ceza Dairesinin E:…, K:… sayılı bozma kararında menfaat temin edildiği ya da rüşvet anlaşmasına varıldığı hususunun açık olmadığı, sivil sanıklarca menfaat temin edildiğinin anlaşılması halinde görevlilerin eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gerekçesine yer verilmişse de; davacının fazla tonajlı araçların geçişlerini kolaylaştırdığı, yolun durumu hakkında önceden şirket yetkililerine bilgi verdiği, idari yönden eksiklikleri bulunan araçlara ceza uygulamadığı hususları tape kayıtları ve tanık ifadeleri ile ortaya konulduğundan, bu fiiller, yetkisini veya nüfuzunu başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak fiili kapsamında kaldığından, eylemine uyan meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından; dava konusu fiiller ile ilgili olarak açılan davada ceza mahkemesince verilen zamanaşımı nedeniyle düşme kararının kesinleştiği, davacının isnat olunan eylemleri gerçekleştirmediğinin kabulünün gerektiği; davacıya isnat edilen fiillerle ilgili ceza soruşturmasının rüşvet ve suç örgütü kurma suçlarından yürütülmesi nedeniyle iletişimin dinlenilmesi yoluna gidildiği, ceza yargılamasının ilerleyen safhalarında suç isnadının görevi kötüye kullanma olarak değişmesi nedeniyle elde edilen tape kayıtlarının delil olarak kullanılmasının hukuka uygun olmadığı, soruşturmada adı geçen bir kısım polis memurlarına bir alt disiplin cezası uygulandığı halde aynı veya daha iyi sicil durumu bulunan kendisinin bir alt disiplin cezasıyla tecziye edilmemiş olmasının eşitlik ilkesine uygun olmadığı; disiplin soruşturması sonucu isnat edilen fiillerin ceza maddelerinin faillere göre değiştiği görüldüğünden soruşturma raporunun güvenilirliğinden ve objektifliğinden söz edilemeyeceği ve bahse konu rapora itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu bağlamda, özensiz ve dikkatsiz bir biçimde hazırlanan, bir takım hatalar içeren disiplin soruşturması raporu uyarınca tesis olunan dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata aykırı bir husus bulunmadığı gibi dilekçede ileri sürülen hususlar 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplere uymadığından temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.