Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7114
Karar No: 2022/9973
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7114 Esas 2022/9973 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/7114 E.  ,  2022/9973 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Asliye Hukuk (iş)mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, hizmet tespiti istemiyle açılan davanın yargılaması sonucu ... Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesinden istemin kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı davacı ve feri müdahil vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyizen incelenmesi davacı ve feri müdahil vekillerince istenilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işverenin işyerinde sigortaya tabi işçi olarak çalıştığı halde SGK’na bildirilmeyen 30.04.2012 tarihi ile 24.10.2017 ve 01.10.2018 ile 24.10.2018 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın TMBB gündeminde olan Erken Emeklilik Yasa Tasarısı sebebiyle menfaat temin edebilme amacıyla ikame edilmiş haksız ve kötü niyetli bir dava olduğunu, 506 sayılı Yasanın 79/10. Maddesi gereğince davacının hak düşürücü süresi geçmiş olan taleplerini kabul etmediklerini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkiline ait işletmenin zeytin işletmesi olup mevsimsel çalıştığını, zeytinin toplanması ve işlenmesinin her yıl Eylül, Ekim ve Kasım ayında yapıldığını, bu sürenin en fazla Aralık ayı sonuna kadar uzadığını, bu süre içerisinde mevsimlik işçilerce toplanan zeytinlerin işlenip paketlendiğini, yılın kalan aylarında da işletmecilerce piyasaya satıldığını, tüm Türkiye’de zeytin işletmelerinde mevsimlik işçi çalıştırıldığını , dolayısıyla davacının 2012 yılından bu yana kesintisiz çalıştığı iddiasının işin niteliği gereği dinlenebilir bir iddia olmadığını, ...’da yaşayan zeytin işçilerinin her sabah belirli noktalardan toplandığını ve işletmelere, işletmelerin ve işçilerin talepleri doğrultusunda dağıtıldığını, bir işçinin bir gün A işletmesinde çalıştıktan sonra ertesi gün B işletmesinde çalışabildiğini, çalışmasının karşılığını da gündelik olarak aldığını, davacının bu şekilde çalışan bir mevsimlik zeytin işçisi olduğunu, davacının davalı işyerinde belirttiği dönemlerde çalışma şekli itibariyle hizmet akdi çerçevesinde hiçbir çalışması olmadığını, davacının sadece mevsimsel olarak ve yevmiye usulü çalıştığını, çalışmasının karşılığının gündelik olarak davacıya ödendiğini, davacının mevsimde sadece müvekkilinin işletmesinde değil başka işletmelerde de çalıştığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Fer’i müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; 506 sayılı Yasanın 79/8. Maddesinde yer alan düzenleme gereği hizmet tespit davasının en geç işten ayrıldıktan sonra 5 yıl içinde açılması gerektiğinden hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, davacının SGK tescil ve hizmet döküm raporu incelendiğinde 24.10.2017-29.10.2018 tarihleri arasında davalı işyerinde 362 gün çalışmasının görüldüğünü, bu tür davalar kamu düzenini ilgilendirdiğinden çalışma olgusunun hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ve resen deliller toplanmak suretiyle aydınlatılması gerektiğini, yazılı delillerin toplanılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi; Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
    ... TC kimlik numaralı ... sigorta sicil numaralı ...'nun davalı işveren ... adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde 01.09.2012- 31.12.2012, 01.09.2013- 31.12.2013, 01.09.2014- 31.12.2014, 01.09.2015- 31.12.2015, 01.09.2016- 31.12.2016, 01.09.2017- 31.12.2017 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden mevsimlik olarak toplam 653 gün çalıştığı, çalışmasının tümünün kuruma bildirilmediğinin TESPİTİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar vermiştir.
    İSTİNAF NEDENLERİ:
    İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu davanın kısmen reddine karar verildiğini, davacı tanıklarının beyanları ile bilirkişi raporunun sonuç itibariyle birbiriyle uyumlu olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
    İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili, hak düşürücü süre itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, davacının erken emeklilik Yasa tasarısı sebebiyle menfaat temin edebilme amacıyla hizmet tespiti davası açtığını, SGK tarafından düzenlenen 24.10.2018 tarihli tutanağın usulsüz olarak tanzim edildiğini, davacının mevsimlik işçi olduğu kabul edilse dahi müvekkili firmada mevsiminde düzenli olarak çalıştığına dair somut hiçbir delil ve belge bulunmadığını, müvekkiline ait işletmenin mevsimsel olarak çalışan bir işletme olduğunu ve işçilerin de mevsimsel olarak yevmiye usulü çalıştığını, kararda davacının yevmiye usulü çalıştığına ilişkin tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, davacının iş akdinin müvekkili tarafından haksız ve dayanaksız olarak feshedildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davanın ispatlanamadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili 23/08/2021 tarihli dilekçesi ile, istinaf başvurusundan feragat etmiştir.
    İstinaf kanun yoluna başvuran fer'i müdahil vekili, Kurum kayıtları yazılı belge niteliğinde olup, aksinin aynı nitelikte belgelerle desteklenmesi gerektiğini, dinlenen tanıkların hizmet tespiti açısından resmi belgeyle ispat zorunluluğu karşısında yeterli ispat gücüne sahip türden delil olmadığını, hükme esas alınan tanık beyanlarının davacının çalışma iddiasını destekleyecek nitelikte olmadığını, tanık beyanları esas alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
    B-BAM KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nden verilen 12.01.2021 tarih, 2018/609 Esas ve 2021/6 Karar sayılı kararının kaldırılmasına yönelik davacı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,
    Davalı işverenin istinaf başvurusunun vazgeçme nedeniyle 6100 sayılı yasanın 349/2 ve 352 hükmü gereğince REDDİNE, şeklinde karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili tam zamanlı olarak çalıştığını ileri sürmüş ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Fer-i müdahil vekili 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ve sadece tanık beyanlarına dayalı olarak karar verilmeyeceğinden bahisle kararı temyiz etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; feri müdahil Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86. maddesidir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Davacının davalı işverenin işyerinde işçi olarak çalıştığı halde Kuruma bildirilmeyen 30.04.2012 tarihi ile 24.10.2017 ve 01.10.2018 ile 24.10.2018 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemiyle açılan eldeki davada, Mahkemece bodro tanık beyanları esas alınmak suretiyle davacının davalı işveren ... adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde 01.09.2012- 31.12.2012, 01.09.2013- 31.12.2013, 01.09.2014- 31.12.2014, 01.09.2015- 31.12.2015, 01.09.2016- 31.12.2016, 01.09.2017- 31.12.2017 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden mevsimlik olarak toplam 653 gün çalıştığına karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalıdır.
    Dosya içerisinde yer alan davacının hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden; davacının davalı ... adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde ait iş yerinden 24.10.2017-29.10.2018 tarihleri arasında ayda 30 gün üzerinden bildirimlerinin toplam 362 gün şeklinde yapılmış olduğunun ve bodro tanıklarının da bildirimlerinin tam gün üzerinden yapıldığının anlaşılmasına karşın;Mahkemece, davacının davalı işveren ... adına tescilli ... sicil sayılı işyerinde 01.09.2012- 31.12.2012, 01.09.2013- 31.12.2013, 01.09.2014- 31.12.2014, 01.09.2015- 31.12.2015, 01.09.2016- 31.12.2016, 01.09.2017- 31.12.2017 tarihleri arasında hizmet akdine istinaden mevsimlik olarak çalıştığına karar verilmesi, ve öncesi çalışmalar ile sonraki çalışmaların farklılığına yönelik (tam-kısmi çalışma olması hususunda) yapılan araştırmanın yetersiz olması karşısında; Mahkemece, çalışmanın tam süreli mi kısmi süreli mi olduğuna yönelik yeniden bodro ve komşu iş yeri tanığı dinlenilmek suretiyle davacının çalışmalarının sadece paketleme bölümünde mi geçtiği yoksa pazarlama bölümünde de görevlendirilmesinin olup olmadığı da araştırılarak davacının çalışmalarının tam zamanlı mı yoksa mevsimsel mi olduğu hususu tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile verilen karar bozmayı gerektirir.
    O hâlde, davacı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi