Esas No: 2019/2598
Karar No: 2022/1243
Karar Tarihi: 07.04.2022
Danıştay 9. Daire 2019/2598 Esas 2022/1243 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/2598 E. , 2022/1243 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/2598
Karar No : 2022/1243
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı banka tarafından, kredi borçlusu ve ipotekli taşınmazın maliki aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün E:... sayılı dosyasında başlatılan icra takibi sonrasında borçluların iflas etmesi nedeniyle, "icra tahsil harcının" iflasta paylaşmaya ilişkin %4.55 oranı uygulanarak tahsil edilmesi gerektiğinden bahisle, anılan İcra Müdürlüğünce 21/06/2017 tarihinde %11,38 oran uygulanarak yapılan harç tahsil işlemin iptaline ve fazladan hesaplanan kısmın yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi'nin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının alacağını rehnin paraya çevrilmesi suretiyle tahsil etmesi, iflas masasına yazdırılmış ve masadan tahsili sağlanan herhangi bir alacağın söz konusu olmaması, 492 sayılı Yasa'ya ekli (1) sayılı tarifenin "B)İcra İflas Harçları" başlığının 1. alt kısmının c bendinde; haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan yüzde 11,38 oranında tahsil harcı alınacağı yönündeki düzenleme, anılan takip yolunda borçlunun sıfatının önemli olmaması ve takibin iflas dosyası üzerinde yapılmamış olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; söz konusu takip nedeniyle davacı bankadan %11,38 oranında tahsil harcı alınmasında yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/3. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Davacı bankaya kredi borcu olan ve ipotekli taşınmazın maliki olan şirketler aleyhine “İpoteğin paraya çevrilmesi yolu” ile icra takibi başlatıldığı, sonrasında icra takibi yapılan şirketlerin iflasına karar verildiği, her ne kadar ipotekli taşınmazın paraya çevirme işlemi (satışı) icra dosyasından gerçekleştirilmişse de, İcra İflas Kanunu'nun 185/1. maddesindeki düzenleme gereği müflisin iflas masasına intikal eden mallarının paraya çevrilmesi yolu ile sağlandığı, bu nedenle 2016 yılı tarifesine göre %4.55 oranında harç alınması gerektiği, zira ihale bedelinin artması halinde dağıtımında da bu oranın uygulanacağı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı mercilerine ait olduğundan, işin esası incelenerek verilen Bölge İdare Mahkemesi kararı usul ve hukuka aykırı olduğundan bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Davacı banka tarafından, kredi borçlusu ve ipotekli taşınmazın maliki aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün E:... sayılı dosyasında başlatılan icra takibi sonrasında borçluların iflas etmesi nedeniyle, "icra tahsil harcının" iflasta paylaşmaya ilişkin %4.55 oranı uygulanarak tahsil edilmesi gerektiğinden bahisle, anılan İcra Müdürlüğünce 21/06/2017 tarihinde %11,38 oran uygulanarak yapılan harç tahsil işlemin iptaline ve fazladan hesaplanan kısmın yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2'nci maddesinin 1/a bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davaların iptal davaları oldukları belirtilmiştir.
İdarelerin, kamu hizmetinin yürütülmesinde, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yaptıkları işlemler, idari işlemler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre, idari yargı yerlerinde iptal davasına konu edilecek hukuksal işlemlerin, öncelikle, kamu idaresinin işlemi olması, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla tesis edilmesi, kamu idaresinin tek yanlı irade açıklamasına dayanması ve nihayet kesin ve icrai nitelikte olması gerekmektedir.
İdari yargı sistemi içinde yer alan Vergi Mahkemelerinin görevleri; kuruluş kanunu olan 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6'ncı maddesinde sayılmış; genel bütçe, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, bu konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bir kısım kamu hizmetlerinden yararlananlar tarafından, bu hizmetin maliyetine, kanunla belirlenen miktar veya oranlarda katılmak üzere ödenen kamu geliri niteliğindeki harçlar, Anayasanın 73'üncü maddesi uyarınca mali yükümlülük kapsamına girdiğinden, bunların tahsiline ilişkin davalarla birlikte gereksiz olarak ödendiği ya da kanuna ve usule aykırı olarak tahsil edildiği iddiasıyla idareye karşı açılacak davaların da niteliği gereği idari yargı yerlerinde görülüp çözümlenmeleri gerekmektedir.
Devletin, icra hukukundaki faaliyetine karşılık aldığı para olarak tanımlanan "İcra ve İflas Harçları" 492 sayılı Harçlar Kanununun birinci kısmında, yargı harçları bölümünde, 2-37'nci maddelerde düzenlenmiş, (1) sayılı Tarifenin yargı harçları kısmının (B/1) bölümünde söz konusu harçlar, icra takibi sırasında ve takibin niteliğine göre başvurma harcı, peşin harç, icra tahsil harcı ve yerine getirme harcı olarak sınıflandırılmıştır. Aynı Yasanın 26'ncı maddesinde yargı harçlarının, harca konu işlemleri yapan mahkeme veya daire tarafından alınacağı, 28'inci maddesinde icra takiplerinde icra tahsil harcının, alacağın ödenmesi sırasında; ödeme yapılmayan hallerde harç alacağının doğduğu tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği, harç alacağının, icranın yerine getirilmesiyle doğacağı belirtilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 15'inci maddesinin birinci fıkrasında; icra ve iflas harçlarının kanunla tayin edileceği, kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masrafların borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunacağı; 16’ncı maddesinde de kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere, icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında, kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı tetkik merciine şikayet olunabileceği hükümleri yer almıştır.
Harçlar Kanununa ekli I sayılı tarifenin:
B) İcra ve iflas harçları:
I – İcra harçları :
3/c maddesi: Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan (Yüzde 11,38)
II – İflas harçları :
1/a maddesi: İflasta paylaşılan para üzerinden (Yüzde 4,55) oranında harç alınacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Kesinleşen bir alacağın tahsilinin, Devlet eliyle sağlanması için oluşturulan kurumlar olarak nitelendirilen "İcra Müdürlükleri"nin usul ve yasaya aykırı işlemlerinden zarar gören; sadece alacaklı ve borçlu değil hukuki yararı olan herkese tanınmış olan “şikayet” müessesesi, kural olarak kanunda öngörülen süre içerisinde icra hukuk mahkemesine yapılan, icra takip hukukuna özgü bir yoldur. Şikayetteki amaç, hatalı olan icra işlemlerinin düzeltilmesi olduğundan, icra mahkemesi, dosya üzerinden yapacağı inceleme sonucunda, icra müdürlüğünün işlemini yasaya uygun bularak şikayeti reddedebileceği gibi icra müdürlüğü işlemini iptal etme, kaldırma veya talep edilen işlemin icra müdürlüğünce yerine getirilmesine şeklinde karar verebilmekte olup düzenlemenin; ilgili memurların, İcra ve İflas Kanununun uygulanması çerçevesinde gerçekleştirdikleri işlemlerin, icra dosyası üzerinden, icra tetkik merciince denetlenmesinin sağlanmasına yönelik olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı bankaya kredi borcu olan ve ipotekli taşınmazın maliki olan şirketler aleyhine “İpoteğin paraya çevrilmesi yolu” ile icra takibi başlatıldığı, sonrasında icra takibi yapılan şirketlerin iflasına karar verildiği, her ne kadar ipotekli taşınmazın paraya çevirme işlemi (satışı) icra dosyasından gerçekleştirilmişse de, İcra İflas Kanunu'nun 185/1. maddesindeki düzenleme gereği müflisin iflas masasına intikal eden mallarının paraya çevrilmesi yolu ile sağlandığı, bu nedenle 2016 yılı tarifesine göre %4.55 oranında harç alınması gerektiği iddialarıyla, doğrudan icra müdürlüğü işlemine karşı bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı iddiaları ile dosya kapsamından, uygulanacak harç oranının, taşınmazın paraya çevirme işleminin hangi takip usulüne göre yapıldığının belirlenmesine, taşınmaz maliki ile kredi borçlusunun iflas etmiş olmalarının etkisi olup olmadığının ortaya konulmasına bağlı olduğu olayda, uyuşmazlığın çözümü, icra ve iflas mevzuatı çerçevesinde icra dosyasının incelenmesini gerektirdiği ve icra dosyasının açık olduğu anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünde adli yargı görevli olduğu anlaşıldığından işin esası incelenerek verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.