4. Hukuk Dairesi 2016/11919 E. , 2018/7325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri Avukat ... tarafından, davalı ... Anonim Ortakları aleyhine 27/03/2013 gününde verilen dilekçe ile hakısz fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerine ait taşınmazın güneydoğusundan geçen dere yatağının yönünün davalı petrol şirketi tarafından değiştirildiğini ve söz konusu dere yatağının suyu yükseldiği zaman petrol sahasında bulunan çakıl taşlarının sürüklenerek davacılara ait tarlaya taşındığını ve taşınmazın tarla vasfını kaybedip kullanılamaz hale geldiğini belirterek, oluşan zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı şirket, davacının taşınmazında meydana gelen zararda bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tarla vasıflı taşınmaz zemininin kullanılamaz hale geldiği ve artık ekim yapılamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline 02/11/ 2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ekilinin de 03/11/2015 tarihli celseye belgesini de ekleyerek ... Asliye Hukuk Mahkemesinde duruşması olduğunu belirterek mazeret dilekçesi gönderdiği, mahkemece davalı vekilinin mazeretinin kabulü ile aynı celse davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 280 ve 281 maddelerinde bilirkişi raporunun duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, tarafların bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiş, yine aynı yasanın 184 ve 186 maddelerinde ise tahkikat ve tahkikatın sonlandırılmasına yönelik olarak; hakimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki
açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilerek, taraflara son sözlerinin sorulmasından sonra hüküm verileceğine dair düzenleme getirilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde ise davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları ve bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkı ile mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini kapsayacağı düzenlenmiştir. HMK’nun 184. maddesinde hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delillerini inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, 186. maddesinde ise mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunun bildirileceği ve sözlü yargılamada mahkemenin, taraflara son sözlerini sorarak hüküm vereceği düzenlenmiştir
Yukarıda açıkladığı üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu 27, 280, 281, 184 ve 186"ıncı maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen davalı tarafın mesleki mazereti kabul edildiği halde, yeni duruşma günü tayin edilmeksizin yargılamanın sonlandırılması, bilirkişi raporlarına karşı davalının sahip olduğu yasal itiraz süresinin beklenmemesi ve sözlü yargılama hakkının tanınmaması davalının hukuki dinlenilme ve savunma hakkını sınırlar mahiyette olduğundan usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.