11. Hukuk Dairesi 2016/6609 E. , 2018/633 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/02/2016 tarih ve 2013/157-2016/3 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirketin eğitim yayıncılığı alanında faaliyet gösterdiğini, davalı Gazi Yayın A.Ş. ile üç adet "Telif Hakları Devir Sözleşmesi" imzalayarak 57 fasikülden oluşan kitapların basımı, yayımı ve satımına ilişkin haklarının müvekkiline devredildiğini, telif hakkının devrine dair sözleşmelerin karşılıklı anlaşma ile önce 06.02.2012 tarihinde fesih protokolü başlıklı sözleşme ile feshedildiğini, tarafların daha sonra telif bedelini de belirleyerek 11.06.2012 tarihinde fesih ve ibra sözleşmesi başlıklı yeni bir fesih sözleşmesi imzaladıklarını, sonra imzalanan fesih sözleşmesine değer verilmesi gerektiğini, basım tarihi Haziran 2012 görünen fasiküllerle kitapların basımının ibra tarihi olan 11.06.2012"den önce olduğunu ileri sürerek taraflar arasındaki telif hakları devir sözleşmelerinin 11.06.2012 tarihli "Fesih ve İbra Sözleşmesi" başlıklı yazılı belge ile feshedilmiş olduğunun tespitine, muarazanın men"ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 06.02.2012 tarihinde feshedildiğini, sözleşmelerin feshedilmesiyle baskı izni ve süresi ile ilgili hükmün ortadan kalkmış olduğunu, 11.06.2012 tarihinde 2011 yılındaki telif hak edişi ile ilgili ödemelerin yapıldığını, bu ibranamenin yeni bir sözleşme veya yeni bir fesih olarak kabul edilemeyeceğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen davada sözleşmelerin feshine rağmen Bilfen Yayıncılık ve Ticaret A.Ş."nin bahse konu eserlerin basımını, diğer davalı Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş.’nin ise matbaada korsan baskısını yapmaya devam ettiklerini, davalıların korsan kitap basımı nedeniyle müvekkilinin en az 350.000,00 TL maddi hak kaybına uğrattığını, FSEK 68.madde gereği söz konusu bu zararın 3 katı olan 1.050.000,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Birleşen davada davalı Biltur Basım Yayın A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 11.06.2012 tarihli fesih ve ibra sözleşmesinde Bilfen"e hangi yayınların telif haklarının, hangi tarihlerde devredildiğinin ve hangi sözleşmelerin feshedildiğinin açıkça belirtilmediği, konuları ayrı olan hakların 06.02.2012 tarihli fesih protokolünde belirtildiği, asıl davada davalı birleşen davada davacı Gazi Yayın Dağıtım Ltd. Şti yetkilisi Durdu Bakdım"ın 03.07.2012 tarihine kadar Bilfen Yayıncılık ve Ticaret A.Ş"de yetkili ve fiilen genel müdür olarak görev yaptığı, stok ve eksiklerin tamamlanması dışında korsan baskı yapılmış olsa bile bunun Durdu Bakdım"ın bilgisi, onayı ve talimatı olmadan gerçekleştirilemeyeceği, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2013/129 esas sayılı dosyasında Bilfen Yayıncılık A.Ş. yetkililerinin beraatine karar verildiği, davacı şirketin fesih ve ibra sözleşmesinin yapıldığı 11.06.2012 tarihinden sonra bir çoğaltma ve basım işi yaptığına dair dosyada delil bulunmadığı, eyleminin stokta mevcut olan eserlerin satışından ibaret olduğu, fasiküllerin eksik olanlarını tamamlama eyleminin korsan baskı olarak nitelendirilemeyeceği, Gazi Yayın Dağıtım San ve Tic. Ltd. Şti"ne 312.700,00 TL ödemede bulunulduğu, Bilfen Yayıncılık ve Ticaret A.Ş"den başkaca hak ve alacağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davacı şirketin 11.06.2012 tarihli fesih ve ibra sözleşmesi gereğince davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, birleşen dava yönünden davacının açmış olduğu tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 875,14 TL harcın temyiz edene iadesine, 24/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.