BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/570 Esas 2021/556 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2019/570
Karar No: 2021/556
Karar Tarihi: 05.07.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/570 Esas 2021/556 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :2019/570 Esas
KARAR NO:2021/556
DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:31/10/2019
KARAR TARİHİ:05/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle; ... ve ... arasındaki borç ilişkisi neticesinde aralarında 2013 yılında bir Sulh Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre ...'nın 16/04/2013 tarihinde ...'e 25.000,00 TL ödediğini, bu meblağın ise Sulh Sözleşmesini düzenleyen ve halihazırda ... Barosuna kayıtlı Av.... tarafından ödendiğini, sözleşmeye göre ..., ...'e 10.000,00 TL daha ödediğinde ... Gayrimenkul haczi maaş hacizleri ve icra dosyasındaki alacağını kaldırarak dosyayı kapatacağını, ...'nın kardeşi olan ...'in ise ... tarafından tehdit edilerek 70.000,00 TL'lik senet imzalatılarak borç altına sokulduğunu, ancak ...'in hiçbir şekilde ...TEN para almadığını, bu hususun yapılan Arabuluculuk görüşmeleri sırasında da arabulucu Av. Seda Kulak Denkbaş huzurunda da teyit edildiğini, dolayısıyla söz konusu alacak ve borç ilişkisi esasen ... ve ... arasında olduğunu, buna karşılık herhangi bir hukuki nedene dayanmadan zorla imzaladığı ve aslında borçlu olmadığı senede dayanılarak ...'e 2011 yılından bu yana maaş haczi uygulandığını, bu maaş haczi neticesinde 2019 yılı Temmuz ayı itibariyle toplamda 32.141,43 TL'nin ... tarafından ...'e ödendiğini, sonuç itibari ile bu alacak ilişkisindeki esas borçlu olan kişinin ... olduğunu, taraflar arasında yapılan Sulh Sözleşmesine göre 10.000,00 TL daha ödendiğinde borçluyu ibra etme taahhüdü altına giren ..., ...'den yaklaşık 22.000,00 TL fazla tahsilat yapıldığını, dolayısıyla ortada herhangi bir borcun söz konusu olmadığını, Sulh Sözleşmesini düzenleyen ve bu görüşmeleri yürüten Av....'ın buna şahit olduğunu belirterek davanın kabulüne, davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalıya fazla olarak ödenen meblağın faizi ile birlikte taraflarına iadesine, .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasındaki icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu protokolün davalı tarafından imzalandığını, usulen geçenliliğinin bulunmadığını, iki farklı davacı iki farklı icra dosyası için Mahkememiz huzurunda tek bir dava açıldığından söz konusu icra takiplerinin menfi tespit talepleri ile aynı davaya konu edilemeyeceğini, davaların ayrıştırılması gerektiğini bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacılar tarafından harcın eksik yatırıldığını, 22.000,00 TL üzerinden harcın yatırıldığını ancak asıl alacağı bu meblağın oldukça üstünde olduğunu, menfi tespit davasının belirsiz alacak davası yada kısmi alacak davasına konu edebilen bir dava türü olmadığını, dava konusu protokolde belirtilen icra dosyası ile menfi tespit davası konusu icra dosyasının birbirinden tamamen bağımsız farklı icra dosyaları olduğunu, davacının sunmuş olduğu imzasız protokolde bahsi geçen dosyanın .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası olduğunu, dava konusu .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasındaki protokolden hiçbir şekilde bahsedilmediğini, bu sebeple protokole konu icra dosyasına yapılan ödemeler ile bu dosya borcunun kapanmasının da mümkün olmadığını, protokol geçersizliğinin yanı sıra hiçbir şekilde .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasındaki borcun infazını sağlamayacağını, davacı ...'nın 2013 yılında protokol yapıldığını iddia etse bile kendi beyanlarında da 6 yılı aşkın süredir kendi iddia ettiği protokole bile uymadığını, 6 yıl boyunca uyulmayan protokol sebebi ile bugün dava açmış olmasının da kötü niyetli ve hukuk düzenince korunamayacağını, protokolün geçersiz olduğu gibi protokole riayet de edilmediği ve borcun yıllarca ödenmediğini, 6 yıl içerisinde işleyecek faiz, döviz- altın kuru ve enflasyon düşünüldüğünde bile davacının talebinin haksızlığının açık olduğunu, davacı vekili Av. ...'ın tek taraflı olarak imzaladığı protokolde Haziran 2013'de borç ödenecek şeklinde şerh düşüldüğünü ve davacı vekilinin bu şerhin altına ayrıca imza attığını, .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasının tamamen bağımsız bir dosya olduğunu, 35.000,00 TL ödeme ile bu dosyanın kapanacağından bahsedilmediğini, davalının kimseyi tehdit etmediğini, ... ile görüşmesinin bile olmadığını, tüm beyanların borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, tamamen gerçek dışı olduğunu, kambiyo senedinin öncelikle sebepten soyut olduğunu ve 2011 yılından beri itiraz edilmeyen kambiyo senedi için ileri sürülen gerekçelerin gerçeklikten uzak olduğunu belirterek davacıların farklı konulardaki davalarının ayrılmasına, haksız ve mesnetsiz açılan davanın ayrılmasına, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, .... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında borçlu ... hakkında başlatılan takipten sonra taraflar arasında sulh mutabakatı yapıldığı, mutabakat kapsamında 25.000,00 TL ödendiği, 10.000,00 TL daha ödeme yapıldığında dosyanın kapatılacağı iddiası ile davacı ...'nın kardeşi ...'in tehdit edilerek 70.000,00 TL'lik senet imzalattırılmak suretiyle .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında yapılan takipten ötürü borçlu olmadığına yönelik menfi tespit davasıdır.
Talimat aracılığı ile beyanları alınan davacı tanığı..., ''esasını hatırlamadığım İstanbuldaki icra dosyasında davacılar ... ve ... borçluydu, ... ise alacaklıydı, ... icra taahhütünde bulunmuş ve taahhüdü yerine getirmemesi sebebiyle icra ceza mahkemesince hapis cezası almış, ben icra mahkemesindeki dosyada ...'nın vekilliğini yaptım, alacaklının şikayetten vazgeçmesi amacıyla anlaşma yaptık, aramızda sulh sözleşmesi düzenledik, bu sözleşmeye göre, ben ... adına alacaklı ...'e 25.000,00 TL ödedim, ve yine aramızdaki sözleşme uyarınca ...'nin ...'e 10.000,00 TL daha ödemesi durumunda icra dosyası ya takipsiz bırakılacaktı ya da harçları borçlu ödeyerek dosya kapatılacaktı, sözleşmeyi ben ve alacaklı ... imzaladı, alacaklı ... şikayetinden vazgeçti borçlu ... hakkındaki hapis cezası kaldırıldı, sonrasında ödenmesi gereken 10.000,00 TL ödenmemiş, benim onlardan haberim yoktur, çünkü icra dosyasında vekilliğim yoktur, ben sadece borçlu hakkında yapılan şikayet sebebiyle icra ceza mahkemesinde vekildim ve sadece tarafların anlaşmasını sağladım, sonraki durumlardan haberim yoktur, bilgim ... hanımın bana anlattıklarıdır, anlattığı kadarıyla 10.000,00 TL ödenmediği için icra dosyası devam etmiş, diğer borçlu ...'nın maaşından kesinti yapılmış ve bu kesinti miktarı çok yüksekmiş, onun için ilgili davayı açmışlar, benim bilgim ve görgün bundan ibarettir, 2017 yılından itibaren ...'de avukatım '' şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 12/10/2020 tarihli celsede beyanı alınan davacı vekili, önceki beyanlarını tekrar ettiklerini, ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasındaki maaş haczinin durdurulmasına dair tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı ... tarafından verilen senedin tehdit altında alındığını, ...'in herhangi bir borcunun olmadığını, davacı ... tarafından ... sayılı dosyada 25.000 TL ödendiğini, kalan 10.000 TL'lik kısmın ...'in borçlu olduğu ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyası kapsamında dava tarihi itibarı ile 32.140 TL ödendiğini, halen bu dosyada hacizlerin devam ettiğini; davacı asil ..., davalı ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapan yer sahibinin yurt dışında olması sebebi ile kendisinin yer sahibinin vekili olarak sözleşmede yer aldığını, yer sahibinin yetkileri tamamen kendilerine bıraktığını, davalının işlemleri yapmaları için kendilerine 50.000 TL avans verdiğini, daha sonra işi yapmaktan vazgeçtiklerini ve 50.000 TL avans karşılığı olarak kendisine imzalatmış oldukları senedi takibe koyduklarını, sonrasında sulh protokolü yaptıklarını, 25.000 TL ödeme yaptıklarını, protokole göre 10.000 TL daha ödeme yapıldığında borcun kapanacağını, bu takipte kendilerini davalı tarafın sıkıştırdığını ve kardeşi ...'e de senet imzalattıklarını, bu esnada kendisinin de kardeşinin yanında olduğunu, kardeşine 70.000 TL'lik senet imzalattıklarını, kardeşinin borcunun bulunmadığını; davacı asil ..., kardeşinin ve vekilinin söylediklerine aynen katıldığını, icra dosyasında 25.000 TL'lik ödeme yapılmadan önce davalıların yanına gittiklerini, ablasının o dönemde Büyükşehir Belediyesinde çalıştığını, ablasına işten attırırız gibi tehditlerde bulunduklarını, ablasına yönelik tehditlerde bulundukları için kendisine senet imzalamasını söylediklerini, kendisinin de teminat olsun diye 70.000 TL'lik senet imzaladığını, bugüne kadar 30.000 TL'nin üzerinde kendisinden para kesildiğini beyanla kesintilerin durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkememiz 12/10/2020 tarihli celse ara kararı ile ....İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile yapılan takipte borçlu olunmadığına dair menfi tespit isteminde bulunulduğu anlaşılmakla ve dava değerinin 22.000 TL üzerinden gösterildiği dikkate alınarak davacı vekiline nispi harcı tamamlaması için bir sonraki celseye kadar süre verilmiş, davacı vekili UYAP sistemi üzerinden 19/11/2020 tarihinde gönderdiği dilekçesi ile, takip konusu alacak miktarı 70.000 TL olup dosyaya davacının maaşından kesilen 32.140 TL ödeme yapıldığını, davayı 48.000 TL ıslah ederek 70.000 TL'ye tamamladıklarını ve eksik harcı yatırdıklarını beyanla icra takibinin durdurulmasını ve davacının maaşının 1/4'ünün kesilmemesi yönünde tedbiren yargılama sonuna kadar karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/12/2020 tarihli ara kararı ile İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacı tarafın tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz 08/03/2021 tarihli celsede davalı asil, davacı ... ile tanışıklıklarının bir kat karşılığı yeşil alanın imara açılması nedeniyle başlamış olup, kendisi ile noter tasdikli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, kendisine 50.000,00 TL nakit verdiklerini, karşılığında kendisinden senet aldıklarını, çünkü arazinin henüz yeşil alan olup imara açılmamış olduğunu, bu nedenle de kendisinden teminat olması için senet aldıklarını, bu süreçte ... hanım sözleşme gereğini yerine getirmeyince kendilerinin de burada bir dolandırıcılık olduğunu anlayınca 50.000,00 TL'lik senedi işleme koyduklarını, ayrıca ...'de bir arsa üzerinde bulunan 6 adet dairenin tapusunu alabilmek için 70.000,00 TL davacıya verdiklerini, davacının bu parayı ortağına vereceğini söylediğini, bu süreçte davacının kardeşi ... beyi kendilerine ortağı olarak tanıttığını, kardeşi olduğunu bilmediklerini, ... beye parayı verdikleri için bunun karşılığında teminat olmak üzere 70.000,00 TL'lik ... beyden ayrıca senet aldıklarını, sonradan ... beyin davacının kardeşi olduğunu öğrendiklerini, davacının sonraki süreçte belediyeden de çıkarıldığını öğrendiklerini, ellerindeki senetleri takibe koyduklarını, dosyalar takipte iken davacı tarafın icra dosyasında taahhütde bulunduğunu ancak taahhüdü ihlal ettiği için tutuklama kararı da çıktığını, o süreçte tutuklama karanın kaldırılması için davacının talebine istinaden sözleşme yaptıklarını, sözleşme yapıldıktan sonra tutuklama talebinden vazgeçtiklerini, sözleşme uyarınca davacının ödemesi gereken tutarları ödemediğini, sözleşmenin imzalandığı esnada ... bey'in karşı tarafın avukatı olduğunu, onun nezdinde sözleşme imzaladıklarını, taahhütlere uyulmadığı için takibe devam ettiklerini ve bu aşamaya gelindiğini, noter karşılığı yapmış oldukları sözleşmelere davacı tarafça uyulmadığını, mağdur edilen ve dolandırılanın kendileri olduğunu beyan etmiştir.
Davacı asil ..., davalının bahsettiği arsaların 4 parselden oluşmakta olup arsanın durumunu bildikleri halde noterde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, ... bey'i kendisinin kardeşi olarak davalıya tanıttıklarını, kendisi de o esnada icra dosyasında taahhütte bulunduğu için kalan 35.000,00 TL borcu için 25.000,00 TL'sini ... bey'in davalıya ödediğini, 10.000,00 TL'side daha sonra ödenmek üzere kararlaştırıldığını, kendisine ekstradan başka bir yerin tapuları ile ilgili olarak 70.000,00 TL ödeme yapılmadığını, ... beye de herhangi bir ödeme yapılmadığını, ... beye kendisinin taahhütte bulunduğu dosyada icranın kalkması için senet imzalatıldığını, ödeme yapıldığında ...'nın maaşı üzerindeki haczin kaldırılacağının söylendiğini, ondan sonra ... bey ile anlaşma yapıldığını, anlaşma yapıldıktan sonrada kalan 10.000,00 TL'nin ...'nın maaşından fazlasıyla kesildiğini, ... bey ile bu süreçte anlaşmaya da çalıştıklarını ancak kendisinin anlaşmaya yanaşmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 24/05/2021 tarihli celsede, tanık beyanına karşı yazılı beyanda bulunmak ve ...'deki arsa üzerinde bulunan dairelere ilişkin sözleşmeyi ve para ödendiğine dair belge ve bilgileri sunmak için süre talep etmiş, davalı vekiline yazılı beyanda bulunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmaması halinde dosyanın mevcut hali ile inceleme yapılacağı ihtar edilmiş, davalı vekili tarafından süresi içinde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, icra takip dosyaları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
.... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacı ... aleyhine 02/11/2011 vade tarihli, 14/11/2011 vadeli 70.000 TL bedelli senet yönünden 70.000 TL asıl alacak, 661,64 TL faiz olmak üzere toplam 70.661,64 TL üzerinden 07/12/2011 tarihinde takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
.... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı ... tarafından davacı ... aleyhine 29/08/2008 tanzim, 01/01/2009 vadeli 25.000 TL bedelli ve 18/09/2008 tanzim 02/01/2009 vadeli 25.000 TL bedelli senetler yönünden 50.000 TL asıl alacak, 11.854,25 TL işlemiş faiz, 150 TL %0,30 komisyon olmak üzere toplam 62.034,25 TL üzerinden takip başlatıldığı, davacı ...'nın 22/06/2011 tarihinde borcu kabul ettiğine dair taahhütname verdiği anlaşılmıştır.
....İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas ... karar sayılı dosyasında davacı ...'nın borca ve faize itirazının reddine karar verilmiştir. Davacının iddiası, davalılar ile 29/08/2008 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı ve 01/09/2008 tarihinde eser sözleşmesi düzenlendiği, resmi dairelerde yürütülecek işlem için davacıya 50.000 TL'nin müteahhit olan davalı-alacaklılarca kararlaştırıldığı, bu meblağ ödenirken de davacı-borçludan teminat olarak iki adet senedin boş olarak imzalatıldığı, sonrasında sulh protokolü yaptıklarını, 25.000 TL ödeme yaptıklarını, protokole göre 10.000 TL daha ödeme yapıldığında borcun kapanacağını, bu takipte kendilerini davalı tarafın sıkıştırdığını ve ...'e de 70.000 TL'lik senet imzalattıklarını, bu senet nedeniyle borcunun bulunmadığını iddia etmektedir.
Mahkeme kararında; 29/08/2008 tarihli eser sözleşmesi incelendiğinde; bu sözleşmelerin müteahhitler ..., ... ve ... ile arsa sahibi ... arasında düzenlendiği, davacı ...'nın ...'in vekili sıfatıyla işlem yaptığı, sözleşmelerin tarafı olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça ...'de bir arsa üzerinde bulunan 6 adet dairenin tapusunu alabilmek için 70.000 TL davacıya verdikleri, bunun karşılığında teminat olarak ...'den 70.000 TL senet aldıkları iddia edilmiş ise de, ...'deki arsa üzerinde bulunan dairelere ilişkin sözleşmeyi ve para ödendiğine dair bilgi ve belgeleri sunmak üzere süre isteyen davalı vekiline bu hususta beyanda bulunmak için iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmamış, ödendiği iddia edilen paraya ilişkin herhangi bir bilgi ve belge, sözleşme sunulmamıştır.
Davacılar tarafından .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasında yapılan takipten ötürü borçlu olmadıklarının tespiti ile fazla olarak ödedikleri meblağın iadesi talep edilmiş ise de, davaya konu icra takip dosyasında davacı ...'nın taraf olmadığı, dolayısı ile söz konusu davada davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından davacı ... yönünden davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı ... yönünden davacının davasının Kabulü ile ....İcra Müdürlüğünün ... esas saylı dosyasında takip ve dayanak bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takipte davacı tarafından yapılan 32.141,43 TL ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-... yönünden davacının davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-... yönünden davacının davasının KABULÜ ile ....İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında takip ve dayanak bono (Keşidecisi ... olan, 02.11.2011 keşide tarihli, 14.11.2011 ödeme tarihli, 70.000,00 TL bedelli bono) nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, söz konusu takipte davacı tarafça yapılan 32.141,43-TL ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 375,71 + ıslah ile yatan 819,72 TL olmak üzere toplam 1.195,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.586,27 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen değer üzerinden AAÜT uyarınca 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ...'e verilmesine,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT 7/2 maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı ...'dan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.239,83 TL harç, 257,00 TL müzekkere, posta, tebligat, talimat masraflarından oluşan toplam 1.496,83 TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacı ...'e verilmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacılar vekili ve davacı asil ...'nın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2021
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
