8. Ceza Dairesi 2017/12022 E. , 2019/14370 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında suç üstlenmeye azmettirme suçundan açılmış dava bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan Cumhuriyet Savcısı"nın suçun sübutuna, usul ve yasaya aykırı karar verildiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04.12.2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
18.05.2013 günü sanık ...’nin kullandığı ... plakalı araçla kaza yaptığı, kazadan yaklaşık 6 saat sonra 0,92 promil alkollü olduğunun tespit edildiği ve yaralı olması sebebiyle ifadesinin 11.06.2013 tarihinde alındığı, sanığın, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek için diğer sanık olan ...’yi aracı kendisinin kullandığı şeklinde ifade vermek üzere ikna etmesi sonucunda ...’nin alkollü olarak araç kullanan ve yaralamalı kazaya neden olan sanığı cezadan kurtarmak için aracı kendisinin kullandığını söyleyerek ifade vermesi şeklinde gerçekleşen olayda; dosyanın diğer sanığı ...’nin eyleminin suçluyu kayırmak ve bu kayırma işlemini sanık ...’nden bir talep olmaksızın kabullenmesi mümkün olmadığından sanığın eyleminin suçluyu kayırmak suçuna azmettirmek suçunu oluşturacağı ve sanığın beraatine ilişkin kararın bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun kararına iştirak edilmemiştir. 04.12.2019
KARŞI DÜŞÜNCE
18.05.2013 günü sanık ... kullanımındaki ... plakalı araçla kaza yapmış ve yaralanmıştır. Kazadan 6 saat sonra halen 0,92 promil alkollü olduğu tespit edilmiştir. Sanık kaza mahalline gelen trafik görevlilerine şifaen aracı kendisinin kullandığını beyan etmiş ancak olay günü yaralı olduğundan ilk ifadesini 11.06.2013’de vermiş ve o ifadesinde aracı ...’nin kullandığını beyan etmiştir. 2 gün sonra 13.06.2013 günü de ... adli kolluk birimlerine aracı kendisinin kullandığını beyan ederek şüpheli sıfatıyla ifade vermiştir. Bu aşamadan sonra yapılan soruşturmada aracı sanığın kullandığı, ...’nin fiili üstlenmesinin doğru olmadığı belirlenmiştir. İddianamede de eylem bu şekilde anlatıldıktan sonra ...’nin eylemi suç üstlenme, sanığın eylemi ise iftira olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemece de eylemin iddianamede anlatılan şekilde gerçekleştiği kabul edilmekle birlikte; “sanığın aracı ...’ın kullandığına dair beyanının ihbar ve şikayet olarak değerlendirilemeyeceği, kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu, ...’ın şoför olma şeklindeki izafe edilen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmadığı bu nedenle iftira suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı vermiştir.
İftira suçunun oluşabilmesi için, yetkili makamlara ihbar ve şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Somut olayda, sanık, içinde yolcu olarak bulunduğu ve ...’nin kullandığı araca bir başka aracın çarpması sonucu yoldan çıkarak kaza meydana geldiğini ve ...’dan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir. Taksirle yaralama suçunun muhakeme şartının “şikayet olması karşısında; sanığa atılı iftira suçunun oluşması için gerekli özel kast unsurunun oluşmadığı yani soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlama kastıyla davranmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda ... hakkında soruşturma açmayı gerektirecek başka bir suç ya da suçlama yoktur.
Suç üstlenme suçu (dolayısıyla suç üstlenmeye azmettirme) yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak bir suçun kendisi tarafından işlendiği ya da iştirak edildiğinin beyan edilmesiyle oluşur. Suç üstlenildiğinde asıl fail hakkında bir soruşturma başlatılmamış olmalı, üstlenilen eylemin suç olması ve üstlenen kişi hakkında da bu suçtan soruşturmaya başlanması gerekir.
Suçluyu kayırma suçunun oluşması için ise failin, daha önce işlenen bir suçun şüphelesi, sanığı ya da hükümlüsü olan bir kişinin hakkındaki araştırma, yakalama, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulmasını sağlamak için imkan sağlaması gerekmektedir. Suç üstlenmeden farklı olarak daha önce işlenen suçu kendi üzerine alarak araştırma ya da soruşturmanın kendine yönelmesi söz konusu olmamaktadır.
Görüldüğü gibi her iki suçun ortak tarafı gerçek fail hakkında bir araştırma, soruşturma ya da kovuşturma yapılmasını engellemektir. Farkı ise suç üstlenme fiilinde, üstlenen fail üstlendiği suç nedeniyle soruşturma veya kovuşturmaya maruz kaldığı halde, suçluyu kayırma fiilinde kayıran fail, kayırdığı kişinin suçunu üzerine almamakta eylemi üstlenmesi sebebiyle kendi hakkında herhangi bir suçtan soruşturma veya kovuşturma söz konusu olmamıştır.
Buna göre dava konusu olayda sanık ...’nin alkollü olarak trafikte seyir halindeyken kaza yaptığı ve kendisi hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçu ile ilgili olarak işlem yapılmaması için alkollü olan sanığın yerine ...’nin geçip alkolsüz olması (taksirli yaralamadan şikayet bulunmaması) nedeniyle araç sürücüsü sanıktan üstleneceği bir suç bulunmamaktadır. Böylece her ikisi de herhangi bir suçtan soruşturmaya maruz kalmayacaktır. Bu durumda; ...’nin eylemi, sanık ...’nın bir suçla ilgili araştırmadan kurtulmasını sağlamak suretiyle suçluyu kayırmak (TCK. 283), bu kayırma işlemini sanık ...’dan bir talep gelmeksizin kazanın oluş yeri, zamanı ve şeklini aynen anlatarak kabullenmesi mümkün olmadığından, sanığın eyleminin suçluyu kayırmak suçuna azmettirmek (TCK.nın 38. maddesi yollamasıyla 283/1) suçunu oluşturacağı gözetilmeden, iddianamedeki vasıflandırma ile bağlı kalınarak unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmesi bozmayı gerektirdiğinden sayın çoğunluğun kararına iştirak edilmemiştir. 04.12.2019