Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/559
Karar No: 2018/3206
Karar Tarihi: 19.04.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/559 Esas 2018/3206 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili müvekkili ile davalıların murisi arasında yapılan satış vaadi sözleşmeleri sonucu paylı mülkiyete tabi taşınmazların elbirliği mülkiyete çevrilmesi için işlemler başlatılmış, sözleşmelerin ifa edilemediği gerekçesiyle dava konusu taşınmazların davalılar adına kayıtlı paylarının iptali ve müvekkili adına tescili talep edilmiştir. Mahkeme kısmen kabul ettiği davada, davalıların paydaş olmadığı taşınmazlarda davanın reddine karar vermiştir. Ancak, hükümde davalıların paylarının açıkça gösterilmediği için infaza elverişli değildir ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak Türk Borçlar Kanunu'nun 29. Maddesi, 237. Maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. Maddesi anılmıştır.
14. Hukuk Dairesi         2018/559 E.  ,  2018/3206 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.09.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile bir kısım davalıların murisi ... arasında noterde yapılan 31.03.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile murisin 21 adet taşınmazdaki hisselerini müvekkiline satmayı vadettiğini, yine müvekkili ile davalılar ..., ... ve ... arasında noterde yapılan 17.04.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların aynı taşınmazlardaki hisselerini müvekkiline satmayı vadettiğini, her iki sözleşme bedelinin de ödendiğini ancak dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle sözleşmelerin ifa edilemediğini, paylı mülkiyete çevrilmesi için gerekli işlemlerin başlatıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalılar ... mirasçıları, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davalıların paydaş olmadığı 261 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, dava konusu 7, 48, 93, 100, 112, 153, 170, 194, 228, 884, 950, 1187, 1235 ile 512 parselin ifrazıyla oluşan 7192 ada 12 ve 7199 ada 1 parsel, 502 parselin ifrazıyla oluşan 8379 ada 13 parsel, 894 ve 912 parsellerin ifrazıyla oluşan 114 ada 10, 131 ada 1 ve 142 ada 1 parsel, 1068 parselin ifrazıyla oluşan 2149 ve 2151 parsel, 503 parselin ifrazıyla oluşan 7192 ada 16 parsel, 137 parselin ifrazı ile oluşan 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile bu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
    2- Bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
    Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 261 parsel sayılı taşınmaz dışında davaya konu diğer taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı olup iptaline karar verilen bu paylar hükümde açıkça gösterilmediğinden verilen hüküm infaza elverişli değildir.
    Bu durumda mahkemece, ifrazen oluşan parseller ile birlikte dava konusu toplam 23 adet taşınmazda davalılar adına kayıtlı olup iptaline karar verilen payların hükümde açıkça belirtilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere infazda tereddüt uyandıracak biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi