Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9581 Esas 2016/5902 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9581
Karar No: 2016/5902
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/9581 Esas 2016/5902 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, bir taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş ve bu karar davalıların temyiziyle Yargıtay'a taşınmıştır. Yargıtay, taşınmazın niteliği ve değerinin belirlenmesindeki eksiklikler nedeniyle kararı bozmuştur. Ayrıca, kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde kullanılacak verilerin dava tarihine göre güncel olması gerektiği vurgulanmıştır. Kamulaştırma Yasası'nın 11. maddesi (f) bendinde taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır.
18. Hukuk Dairesi         2015/9581 E.  ,  2016/5902 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 306 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Ancak;
    1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; keşif tutanağındaki muhtar beyanına göre dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunun belirtildiği, bunun dışında tutanakta mahkeme gözleminin bulunmadığı, davacının da dava konusu taşınmazın sulu olduğu yönündeki beyanlarına rağmen bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın kuru tarıma müsait olduğu belirtildiğine göre mahkemece bu yönde araştırma yapılarak dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı, sulu ise sulama kaynağının ne olduğu, sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama veya başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırılarak taşınmazın niteliği belirlenmeden soyut ifadelerle dava konusu taşınmazların kuru tarım arazisi kabul edilerek değerlendirme yapan bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
    2-Kabule göre, 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrasında, bilirkişilerce aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (dava tarihi) esas tutulacağı öngörülmüştür. Buna göre taşınmazın değerlendirmesine esas alınan buğday, buğday samanı, nohut, nohut samanı ve susuz karpuzun dava tarihi olan 2014 yılına ait verileri esas alınarak kamulaştırma bedeli tespit edilmesi gerekirken, 2013 yılı verilerine göre düzenlenen bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması,
    Doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, yukarıda sözü edilen bozma sebepleri doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı, alınan bu ek raporun bozmaya uygunluğu da denetlendikten sonra oluşacak sonuç doğrultusunda ve davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek karar verilmelidir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.