6. Ceza Dairesi 2017/2265 E. , 2017/1598 K.
"İçtihat Metni"
Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2008 gün 2007/347 soruşturma, 2008/375 esas ve 2008/298 iddianame numarası ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... hakkında mağdurlar ..., ..., ... ..., ... ... ve ..."a yönelik eylemleri nedeniyle 3. olay başlığı altında TCK 106/2-a,c,d maddeleri uyarınca tehdit suçundan 5 kez ayrı ayrı cezalandırılmaları için dava açılıp dosyanın Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 gün 2008/140 Esas sayısına kayıt edilerek görülmeye başlandığı,
Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2012 gün 2012/340 soruşturma, 2012/143 esas ve 2012/117 iddianame numarası ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdurlar ..., ..., Seyit Kartun, ...ve ..."a yönelik eylemleri nedeniyle 3 olay kısmında TCK 149/1-a,c,g,f, 35/1-2, 53 ve 58. maddeleri uyarınca yağmaya kalkışma suçundan cezalandırılmaları için dava açılıp dosyanın Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/66 esasına kayıt edilip 26.03.2012 gün 2012/28 karar numarası ile aynı mahkemenin 2008/140 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği;
Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 gün 2008/140 Esas ve 2013/70 karar ile; sanık ... hakkında sanığın ölmüş olması nedeniyle TCK 64/1, CMK 223/8 maddeleri gereğince düşürülmesine; sanık ... hakkında tehdit ve yağma suçlarından beraatine; sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ..."a yönelik eylemleri iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline teşebbüs suçundan TCK 37/1 yollaması ile 117, 119/1-c,d, 35, 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ..."a yönelik eylemleri iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline teşebbüs suçundan TCK 37/1 yollaması ile 117, 119/1-c,d, 35, 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ... Kartun"a yönelik eylemleri iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline teşebbüs suçundan TCK 37/1 yollaması ile 117, 119/1-c,d, 35, 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur ..." ya yönelik eylemleri iş ve çalışma hürriyetinin ihlaline teşebbüs suçundan TCK 37/1 yollaması ile 117, 119/1-c,d, 35, 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında mağdur ...i" ye yönelik eylemi nedeniyle herhangi bir hüküm kurulmadığı;
Yargıtay 6. CD" sinin 22.02.2017 gün 2014/12543 esas ve 2017/619 karar sayılı kararı ile mahkemece sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mağdur ...i" ye yönelik eylemi nedeniyle herhangi bir hüküm kurulmadığı halde; III Bölüm başlığı 3 nolu gerekçede "Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."ye yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan verilen hükümde; yakınan ..."nin aşamalardaki beyanlarında ... mahallesi 5. sokak girişinde ticari taksi işletmek için izni olduğunu, 2008 yılı Mayıs ayı içerisinde ticari taksisinde otururken önceden tanımadığı bir kişinin gelerek kendisine “dayı biz ... ile ... mahallesi muhtarlığı yanına yeni durak açtık, sende bu durağa geleceksin” dediğini, kendisinin ticari taksi işletmek için izninin olduğunu, duraklarına gelmeyeceğini söylemesi üzerine “ne olursa olsun sen bizim yanımıza geleceksin” diyerek tehdit ettiğini, kendisini tehdit eden kişiyi olaydan sonra hiç görmediğini” beyan ettiği, sanıklar yakalandıktan sonra yakınana teşhis işlemi yaptırılmadığının anlaşılması karşısında; yakınan usulüne uygun teşhis işlemi yaptırılıp kendisine karşı iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunu işleyen sanık ya da sanıklar belirlendikten sonra, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturmayla yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması," şeklinde karar verildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.05.2017 gün KD -2017/29243 Karar düzeltme sayılı ile; Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."ye yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan dolayı olmayan hükümlere yönelik bozma hükmüne karşı sanıklar lehine itiraz yoluna başvurulduğu;
Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 17.06.2008 gün 2007/347 soruşturma, 2008/375 esas ve 2008/298 iddianame numarası ile sanık ... hakkında, mağdurlar ... ve ..." ya yönelik eylemleri nedeniyle 4. olay
başlığı altında TCK 220/5 maddesi delaletiyle 106/2-a,c,d maddeleri uyarınca tehdit suçundan; mağdur ..." e yönelik eylemleri nedeniyle 6. olay başlığı altında TCK 220/5 maddesi delaletiyle 106/2-a,c,d maddeleri uyarınca tehdit suçundan cezalandırılması için dava açılıp dosyanın Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 gün 2008/140 Esas sayısına kayıt edilerek görülmeye başlandığı, Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 gün 2008/140 Esas ve 2013/70 karar ile; bu sanık yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı; o yer Cumhuriyet Savcısının bu konuda hüküm kurulmaması nedeniyle temyiz başvurusunda bulunduğu;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.05.2017 gün 2017/29243 ek tebliğname ile sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ..."e yönelik eylemleri nedeniyle onama istemli görüş belirtilerek gönderildiği görülmüş ise de;
Kanun yolu “olağan kanun yolu” ve “olağan üstü kanun yolu” şeklinde ikili bir ayrıma sahiptir. Bu ayrımın ölçütü ise; kanun yoluna başvurulan kararın kesinleşip kesinleşmediğidir.
Kanun yoluna başvurulan karar kesinleşmemiş ise “olağan kanun yolu” şayet karar kesinleşmiş ise “olağanüstü kanun yolu” söz konusudur.
Olağan kanun yolu “ temyiz” , “istinaf” ; olağanüstü kanun yolu ise “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı”, “Kanun yararına bozma”, “Yargılamanın yenilenmesi” dir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz yoluna sadece Yargıtay"ın ilgili Ceza Dairesi kararına karşı gidebilir.
1412 sayılı CMUK"nın ilk derece mahkemesinin kararına karşı sadece temyiz kanun yoluna başvurması mümkün olup 5271 sayılı CMK" da ise istinaf kanun yoluna yer verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemeleri kurulup çalışmaya başlamasından önceki tüm hükümler 1412 sayılı CMUK"a göre irdelenecektir. Temyiz kanun yoluna başvurma henüz kesinleşmemiş karar bakımından kararın kesinleşmesini ve infazını engel olurken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazen kanun yolu kesinleşen kararın yerine getirilmesine engel olmaz. “Temyiz” ve “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı” 1412 sayı CMUK" da ayrı kısımlarda düzenlenmiştir.
YCGK 17.03.1998 gün 6/18-19 sayılı kararında “Bir karar aleyhinde ilgili herkes tarafından.... bir yasal çerçevede başvuruluyorsa olağan yasa yoludur. Olağanüstü yasa yolunda ise ancak yasal çareler tükenince gidilebilen yasal son çaredir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı olağanüstü olarak değerlendirilmesi nedeniyle bazı sınırları beraberinde getirilmesi kaçınılmazdır” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yargıtay Ceza Dairesinin kararlarına baktığımızda sadece yerel mahkeme kararının temyiz incelemesi sonunda onamış olanlar kesinleşmiştir. Bozma kararlarında bir kesinleşmeden bahsedilemez.
Bu açıklamalar ışığında dosyamıza dönersek;
Sanık ... hakkında mağdurlar ..., ..., ... yönelik eylemleri nedeniyle, Adana (kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 gün 2008/140 Esas ve 2013/70 Karar ile herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Açılmış bir dava var ve hüküm kurulmamış ise, bu konuda her zaman bir karar alınması olanaklıdır. Ancak hüküm bulunduğu sürece buna karşı açılan bir temyiz davasından söz edilebilir. Hal böyle olunca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2017 gün 2017/29243 onama istemli ek tebliğnamesi hukuki dayanaktan yoksun olup inceleme dışı bırakılarak;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2017 gün KD-2017/29243 sayılı itiraz yazılarının incelemesinde;
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
1) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İTİRAZININ KABULÜNE,
2)Dairemizin 22.02.2017 gün 2014/12543 esas ve 2017/619 karar sayılı karar sayılı ilamının, III- Bölüm başlığından "Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yakınan ..."ye yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlali" ibaresi ile aynı bölüm başlığının 3 nolu gerekçesinin ilamdan çıkarılmasına, ilamın diğer kısımlarının aynen korunmasına, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.