Esas No: 2020/3848
Karar No: 2022/2485
Karar Tarihi: 07.04.2022
Danıştay 8. Daire 2020/3848 Esas 2022/2485 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/3848 E. , 2022/2485 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3848
Karar No : 2022/2485
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Valliği
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... gün ve E:..., K:... sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Bingöl İli, ... İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacının, Genç Kaymakamlığı İlçe Yazı İşleri Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemiyle bildirilen Bingöl Valiliğinin, Geçici Köy Korucuları Uygulama Yönetmeliğinin 17/ç maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Dairemizce verilen bozma kararına uyularak; davacının, 19.03.2015 ve 30.04.2015 tarihlerinde görev yerinde bulunmamasından dolayı, farklı tarihli iki ayrı fiili sebebiyle, 26.05.2015 tarihli Genç Kaymakamlığı işlemi ile iki kez 1/8 oranında ücretten kesme cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu cezalara karşı davacının yaptığı itirazın reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Genç Kaymakamlığı işleminin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davanın reddine hükmedildiği, dolayısıyla dava konusu işlemin dayanağı olan ücretten kesme cezalarının hukuka uygun olduğunun Mahkeme kararıyla ortaya konulduğu açık olduğundan, davacının bir yıl içerisinde birden fazla ücretten kesme cezası alması sebebiyle görevine son verilmesine ilişkin olarak tesis edilen 29.05.2015 tarihli dava konusu Bingöl Valiliği işleminde; hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 129. maddesinde; memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
442 sayılı Köy Kanunu'nun Ek 18. maddesinde; geçici köy korucuları ile korucu başlarının; görevlendirme şekilleri, göreve alınmalarında aranacak şartlar, görevleri, uygulanacak disiplin cezaları ve görevlerine son verilmesini gerektiren haller, disiplin amirleri, yararlanacakları giyim eşyaları ile bunların şekli ve verilme zamanları, eğitim ve denetim usûl ve esasları, sicil ve izinleri, ilk müracaatlarında sahip olmaları gereken sağlık şartları, başka bir işte çalışma hakları ile bu Kanunda yer alan diğer hususlara ilişkin uygulamaların Milli Savunma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Bu madde hükmü uyarınca 09/01/2008 günlü Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin "Disiplin Cezaları" başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin 5. alt bendinde: bir yıl içinde birden fazla ücretten kesme cezası almak, görevden çıkarma nedenleri arasında düzenlenmiş olup; "Disiplin cezası vermeye yetkili amirler" başlıklı 18. maddesinde, savunma hakkı verilmeden disiplin cezası uygulanamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
İçtihadi bir müessese olan usulü müktesep hak kurumu yasalarla öngörülmüş bir müessese olmayıp Yargıtay'ın 1959 ve 1960 tarihli iki ayrı içtihadı Birleştirme Kararı ile hukuk dünyamıza girmiş olup; bu kararlarda; bozmaya uyma kararının lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak olduğuna ve bozmaya aykırı karar verilmeyeceğine; yine mahkeme kararını bozan Yargıtay ilgili Dairesinin de ikinci temyiz incelemesinde ilk bozmasındaki esaslara aykırı veremeyeceğine hükmedilmiş olup; bu müessese idari yargı yerlerince de içtihadi bir kurum olarak benimsenmiştir.
Usuli müktesep hak kurumunun ilke ve esaslarının belirlendiği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında, bu hakkın mutlak olmadığı; hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, usuli müktesep hakka aykırı yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, göreve aykırı karar verilmesi ile açık maddi hataya dayalı olarak bozma kararı verildiğinin anlaşılması gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli müktesep hakka göre karar verilemeyeceği belirtilmiş; gerek öğretide gerekse Yüksek Mahkeme kararlarında istisnaların bunlarla sınırlı olmayacağı, yeni istisnaların da olabileceği kabul edilmiştir. Söz konusu yaklaşım Danıştay içtihatlarıyla da benimsenmiş olup, 2577 sayılı Yasanın 50. maddesinin 4. fıkrasıyla yasal dayanak kazanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Bingöl İli Genç İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde geçici köy korucusu olarak görev yapan davacı hakkında, 19.03.2015 tarihinde 8. Köprü Geçici Köy Korucusu noktasında yapılan kontrolde görev yerinde olmadığının tespit edilmesi üzerine Genç İlçe Kaymakamlığı'nın 26.05.2015 tarihli olur'uyla davacıya ücretten kesme cezası verildiği, yine davacının, 30.04.2015 tarihinde 8. Köprü Geçici Köy Korucusu noktasında yapılan kontrolde görev yerinde olmadığının tespit edilmesi üzerine Genç İlçe Kaymakamlığı'nın 26.05.2015 tarihli olur'uyla ücretten kesme cezası verilmesi üzerine, Bingöl Valiliği'nin 28.05.2015 tarihli olur'uyla davacının, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17. maddesinin (ç) fıkrasının (1-d) bendi uyarınca, bir yıl içerisinde birden fazla ücretten kesme cezası alması nedeniyle görevden çıkarılması üzerine bakılan davanın açıldığı; Mahkemece 30.04.2015 günlü göreve gitmeme disiplin suçu sebebiyle verilen aylıktan kesme cezasına yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin başka bir dosyadan iptal edilmiş olması nedeniyle göreve son işleminin, dayanaksız kaldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ise de; Dairemizce; dayanak aylıktan kesme cezasının iptaline ilişkin Mahkeme kararının bozulması nedeniyle iş bu işleme ilişkin iptal kararının da bozulduğu; anılan bozma kararı üzerine Mahkemece, davacının bir yıl içinde birden fazla ücretten kesme cezası aldığından bahisle davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, davacının anılan fiilleri sebebiyle usulüne uygun olarak aylıktan kesme cezaları ile cezalandırılmasını müteakip; bu durumun göreve son nedeni olması nedeniyle, hakkında yürütülecek disiplin soruşturmasında, soruşturma nedeni ve öngörülen yaptırım belirtilerek savunmasının alınması gerekmektedir.
Olayda; ilgili mevzuat uyarınca göreve son işlemi tesis edilmesinden önce davacının savunmasının alınmadığı anlaşılmakta olup, davacının bir yıl içinde birden fazla ücretten kesme cezası alması nedeniyle görevine son verme şartlarının oluştuğundan bahisle göreve son verme işlemi tesis edilmeden önce savunmasının alınmadığı hususu dikkate alınmaksızın verilen davanın reddine ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.