Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6512
Karar No: 2015/202
Karar Tarihi: 19.01.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/6512 Esas 2015/202 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, bir okulun inşaatıyla ilgili olarak eserin tesliminden sonra ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle binanın yıkılıp yeniden yapılması için gereken bedelin tahsili istenmesi durumunda temyiz itirazında bulunmuştur. Mahkemece verilen kararın ıslah da nazara alınarak davanın kabulüne dair olduğunu belirtmiştir. Ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken özelliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Bu durumda yapılacak iş, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alınarak; dava konusu eserin yıkım ve yeniden yapılma bedelinin ayıpların ortaya çıktığı yerel piyasa rayiçlerine göre tespit ettirilerek saptanacak giderim bedelinin davalıdan tahsiline karar vermek olmalıdır. Kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 360/2, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125 ve 126/4 maddeleri.
15. Hukuk Dairesi         2014/6512 E.  ,  2015/202 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada eserin tesliminden sonra ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle binanın yıkılıp yeniden yapılması için gereken bedelin tahsili istenmiş, mahkemece ıslah da nazara alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenici, yüklendiği işi sözleşme ve yasa hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak tamamlamak ve iş-eser sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Yüklenicinin bu yükümlülüğü, iş-eser sahibine olan “özen ve sadakat” borcu gereğidir. Taraflar arasında imzalanan ... Okulu Yapımı konulu sözleşmede işin yapıldığı ve bedelin ödendiği hususunda bir ihtilâf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık eserin ayıplı olup olmadığı ve ayıbın giderim bedelinden kaynaklanmaktadır. Davacı 01.07.2004 tarihinde dava konusu okul üzerinde inceleme yaptırmış, 28.07.2004 tarihinde düzenlenen raporda, beton mukavemetinin az olduğu, can ve mal kaybı olmaması için okulun kullanılmaması, takviyesi için gerekli işlemlerin başlatılması gerektiği bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, eserin ayıplı olduğu, mevcut hâli ile kullanılamayacağı, güçlendirme yapılmasının çok pahalı olması nedeni ile binanın yıkılması ve yeniden yapılması gerektiği, yıkım ve moloz atılması dahil yeniden yapım bedelinin 2006 yılı bayındırlık birim fiyatlarıyla KDV hariç 2.970,00 m2 x 381,00 TL/m2 = 1.131.570,00 TL, %18 KDV dahil 1.335.252,60 TL olduğu, KDV dahil bedelden davalı yüklenicinin %80 kusuruna 1.068.202,08 TL"nin isabet ettiği belirtilmiştir. Mahkemece rapordaki görüş ve hesaplamalar benimsenerek hüküm kurulmuştur. Dosya kapsamından ayıbın davacının 01.07.2004 tarihinde yaptırdığı tespit sonucunda hazırlanan rapor tarihi itibariyle ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. ...’nın 360/2. maddesi uyarınca, iş sahibi teslimden sonra ortaya çıkan gizli ayıpların giderilme bedelini ayıbın ortaya çıktığı tarihteki rayiç fiyatlarla isteyebilir. Bu nedenle dava konusu okulun yıkım ve yeniden yapım bedelinin ayıpların ortaya çıktığı 2004 yılı piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekirken, bedelin hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2006 yılı bayındırlık birim fiyatlarıyla hesaplanması ve bulunan bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyetten ek rapor alınarak; dava konusu okulun yıkım ve yeniden yapılma bedelinin ayıpların ortaya çıktığı 2004 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre tespit ettirmek ve sonucuna göre saptanacak giderim bedelinin davalıdan tahsiline karar vermekten ibaret olmalıdır.
    Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.01.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


    -K A R Ş I O Y-

    Davada, ... İlköğretim Okulu inşaatında gizli ayıplar nedeniyle uğranılan zararlardan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 6.600,00 TL maddi tazminatın davalı yükleniciden tahsili istenmiş, 14.04.2013 günlü ıslah dilekçesiyle talep 1.061.602,08 TL artırılarak 1.068.202,08 TL"ye çıkarılmıştır.
    Davalı yüklenici davaya ve ıslaha karşı süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuş, esas yönden de davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davalının zamanaşımı defi reddedilerek işin esası incelenmiş, 21.03.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu benimsenerek yıkım ve moloz atılması dahil yeniden yapım bedelinin 2006 yılı bayındırlık birim fiyatlarıyla KDV hariç 2.970,00 m2 x 381,00 TL/m2 = 1.131.570,00 TL, %18 KDV dahil 1.335.252,60 TL olduğu, KDV dahil bedelden davalı yüklenicinin %80 kusuruna 1.068.202,08 TL "nin isabet ettiği kabul edilmiş, ıslah da dikkate alınarak davanın 1.068.202,08 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
    Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davada, eserin gizli ayıplı ve yüklenicinin ağır kusurlu bulunduğu iddia edildiğinden zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 126/4 ve 125. maddeleri uyarınca 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı çekişmeli değildir. Genel olarak uyuşmazlık zamanaşımının hangi tarihten başlayacağı, buna göre davanın ve ıslahın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve zarar miktarı konularında toplanmaktadır.
    Dosya kapsamından, dava konusu .... Okulu Su Basman inşaatına ait 240,00 TL keşif bedelli sözleşmenin 17.11.1992 tarihinde, aynı okula ait 3.210,00 TL keşif bedelli ikmal inşaatı sözleşmesinin de 24.08.1993 tarihinde imzalandığı, ilk sözleşmenin geçici kabulünün 23.07.1993 tarihinde, ikinci sözleşmenin geçici kabulünün de 14.11.1994 tarihinde yapıldığı, ikinci sözleşmenin kesin hesabının 21.12.1995 tarihli kesin hesap hakediş raporuyla çıkarıldığı ve aynı tarihli kesin hesap fişi düzenlenerek 21.12.1995 tarihinde onaylandığı anlaşılmaktadır.
    Dosyada ikinci sözleşmeyle ilgili kesin kabul tutanağı bulunmamaktadır. Sözleşmenin 27. maddesine göre geçici kabulün itibar edildiği 14.11.1994 tarihinden itibaren 17. maddede öngörülen 12 aylık teminat süresi 14.11.1995 tarihinde dolmuştur. Davacı idare tarafından kesin kabulün yapılamadığına veya belirtilen tarihten sonra yapıldığına dair bir delil sunulmamıştır. O halde kesin kabulün 12 aylık teminat süresinin dolduğu 14.11.1995 tarihinde yapıldığı kabul edilmelidir.
    Dairemizin istikrarlı uygulamasına göre zamanaşımı kesin kabulün onay tarihi ile kesin hesabın onay tarihlerinden hangisi sonra ise o tarihten başlar (Yrg. 15. HD. 2013/6236 E. 2014/213 K.).
    Somut olayda, kesin hesap hakedişi ve kesin hesap fişi kesin kabul tarihinden sonra onaylandığından kesin hesabın onaylandığı 21.12.1995 tarihi zamanaşımına başlangıç alınmalıdır. Bu tarih başlangıç alındığında uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi 21.12.2005 tarihinde dolmaktadır. Eldeki dava 26.08.2005 tarihinde süresi içinde açılmış, ıslah ise 14.04.2013 tarihinde zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılmıştır. Davalı vekili süresi içinde verdiği 25.04.2013 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunduğundan ıslahla talep edilen miktarın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde ıslahla artırılan miktar yönünden de kabul kararı verilmesi hatalı olmuştur.
    Yerel mahkeme kararının ıslahla ilgili kısmının açıklanan nedenlerle bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşlerine iştirak etmiyorum.










    O

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi