Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/869
Karar No: 2019/8142
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/869 Esas 2019/8142 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık avukat, alacaklı bankanın müvekkili olduğu gerekçesiyle borçlu müşteki aleyhine takip talebinde bulunmuş ve bunun sonucunda müştekinin yakınlarına telefonla rahatsız edici mesajlar göndermiştir. Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma açılması gerektiği yönündeki isteğe rağmen itirazın kabul edilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur. Avukatların görevlerinden kaynaklanan suçlara dair soruşturma özel düzenlemelerle gerçekleştirilecektir ve mahkeme, delilleri değerlendirerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verecektir. Kararda yer alan ilgili kanun maddeleri ise şunlardır: Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesi, 59. maddesi ve CMK’nın 309. maddesi.
18. Ceza Dairesi         2019/869 E.  ,  2019/8142 K.

    "İçtihat Metni"



    KARAR

    Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık Avukat ... hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/05/2018 tarihli ve 2018/160 esas, 2018/194 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/05/2018 tarihli ve 2018/685 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, Ankara Barosunda kayıtlı sanık avukatın, alacaklı vekili sıfatıyla, borçlu müşteki hakkında işlemiş faizi ile birlikte 1.627,25 Türk lirası alacağın tahsili amacıyla Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2017/10840 sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibi sırasında, muhtelif tarihlerde büro personeline borçla ilgisi olmadığı hâlde müştekinin yakınları ile telefon görüşmesi yaptırıp mesaj gönderterek rahatsız edilmelerine neden olduğu iddiasına ilişkin olarak son soruşturmanın açılmasını gerektirir suç şüphesi bulunduğu, suçun manevî unsuru olan kastın ve delillerin takdir ve değerlendirilmesinin de son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
    Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır...” hükümleri yer almaktadır.
    Yukarıda yer verilen kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu, avukatların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı yapılacak soruşturmalarda genel usulden farklı olarak özel düzenlemeler getirmiştir. Buna göre; kovuşturma izni üzerine düzenlenen iddianameyi inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi, dosyadaki delilleri değerlendirerek son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verecektir. Bu düzenleme isnad edilen suçla ilgili yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte delil bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususunda mahkemenin takdir yetkisinin olduğunu göstermektedir. Elbetteki bu takdir yetkisi keyfiyetten ari olup dosya içeriğindeki bilgi belge ve sair delillerin takdiri sonucunda ulaşılacak bir durumdur.
    Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanunun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma ya da aynı maksatla hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerinin bir kez yapılmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması, süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.
    Dosyaya yansıyan olayda, şüpheli avukatın müvekkili bankanın alacağı olduğundan bahisle İcra İflas Kanunu"nun ilgili hükümleri çerçevesinde Ankara 5. İcra Müdürlüğü nezdinde borçlu müşteki aleyhine genel haciz yolu ile takip talebinde bulunduğu, buna istinaden muhtelif tarihlerde müştekiye ve borçla ilgisi olmayan müştekinin kayınbiraderine borcun ödenmesi istemli mesajlar atıldığının ve telefonla arandığının anlaşılması karşısında; mevcut delillerin şüpheli hakkında son soruşturmanın açılması kararı verilebilecek nitelikte ve yeterlilikte olduğu anlaşılmakla, mercii tarafından verilen şüpheli hakkında son soruşturmanın açılmamasına yönelik itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin yerinde olduğu görülmüştür.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25/05/2018 tarihli ve 2018/685 değişik iş sayılı hükmünün, ... sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi