1. Hukuk Dairesi 2019/776 E. , 2019/3784 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Dava, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, 124, 125, 135, 336, 451 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olarak görünen ... oğlu ... ile aynı kişi olduklarını, ilçede ve taşınmazların bulunduğu yerde ... oğlu ... olarak bilinip tanındığını ileri sürerek anılan taşınmazlarda paydaş olarak görünen ... oğlu ... ile aynı kişi olduklarının tespiti ile tapu kayıtlarında ... oğlu ... olarak yazılı kaydın, nüfus kaydına uygun şekilde ... oğlu ... olarak düzeltilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sübutu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, talep konusu 451, 135, 125 parsel sayılı taşınmazların senetsizden, 336 parsel sayılı taşınmazın Şubat 1310 D. tarih 1 sıra no’lu tapu kaydına ( kadastro tutanağı içeriğine göre Mart 1310 tarih 1 sıra no’lu), 124 parsel sayılı taşınmazın T.Sani 1316 tarih ve 80 sıra no’lu tapu kaydına dayalı olarak kadastro tespitlerinin yapıldığı, 451, 135, 125, 124 parsel sayılı taşınmazlarda 24/48’er payın, 336 parsel sayılı taşınmazın ise tamamının 25.11.1974 tarihinde tapulama yolu ile ... oğlu ... adına tescil edildiği, eksiğin giderilmesi suretiyle davacı ...’ın babasının babasını gösterir nüfus aile kayıt örneği ile 124 ve 336 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitine dayanak tapu kayıtlarının gönderilmesinin istenildiği, İlçe Nüfus Müdürlüğünce davacı ...’in anne-baba kayıtlarının tespit edilemediğinin bildirildiği, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce gönderilen doğum vukuat ve hane kayıt fotokopisinde ise davacının doğum tarihinin 23.04.1946, anne adının ..., baba adının ... olup baba hanesinde nesepsizdir yazılı olduğu ve üst soya ulaşılamadığı, davacının annesi ...’ın gönderilen kayda göre babasının ... oğlu ..., annesinin ... olup, 327 doğumlu olan ...’ın kardeşlerinin ... ve ... olarak göründüğü, yine ... ve ...’den olma 15.1.1941 doğumlu ...’ın bulunduğu, tapu müdürlüğünce 124 ve 336 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerine dayanak tapu kayıtlarının Osmanlı kaydına dayandığından tercümelerinin yaptırılması gerektiğinin bildirildiği, talep konusu 451, 135, 124, 125 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanaklarında Kütük ... (451 parselde ... oğlu ...) zilyetliğinde iken 1330 yılında ölümü üzerine ... ve ...’yi terk ettiği, ...’in 1930 yılında ölümü üzerine karısı ... ve çocukları ..., ... ve...’ı terk etiği, ...’ın da 1938 yılında çocuksuz ölümü ile kocası ... ve ana baba bir kardeşleri ... ve ...’ye terk ettiği, ... oğlu ...’nin de 1945 yılında ölümü ile karısı ... ve oğlu ...’yı terk ettiği, ...’nin de 1965 yılında kocasız ölümü ile oğlu ...’yı terk ettiğinin; 336 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında, tapu kaydı ile ... adına kayıtlı bulunduğu halde zilyedinde iken 1325 tarihinde karısız ölümü ile çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’yı terk ettiği, aralarında yaptıkları taksim ile 336 parselin ...’ye düştüğü, ...’nin de 329 yılında ölümü ile karısı ..., çocukları ..., ... ve ...’yi terk ettiği, bunların da 1940 yılında yaptıkları rızai taksim ile bu parselin ...’ye isabet ettiği, ...’nin de 1969 yılında kocasız ölümü ile varis olarak tek oğlu ...’yı terk ettiğinin yazılı olduğu, mahkemece keşif yapılarak tanık ve mahalli bilirkişilerin dinlenildiği, kolluk araştırması yaptırıldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Hâl böyle olunca, talep konusu 336 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak Şubat 1310 D. tarih 1 sıra no’lu tapu kaydı( kadastro tutanağı içeriğine göre Mart 1310 tarih 1 sıra no’lu) ile 124 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak T.Sani 1316 tarih ve 80 sıra no’lu tapu kaydının Osmanlıca kayıtlarının tercüme ettirilerek incelenmesi, talep konusu 451, 124, 125, 135, 336 parsel sayılı taşınmazların kayıt maliki ile davacının aynı kişi olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.