Esas No: 2013/1625
Karar No: 2013/1838
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1625 Esas 2013/1838 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1625 E. , 2013/1838 K.- 2247 SAYILI YASA’NIN 14. VE 19. MADDELERINDE ÖNGÖRÜLEN KOŞULU TAŞIMAYAN BAŞVURUNUN, AYNI YASANIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 19
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : H.A. Vekili : Av. B.Y. Davalı : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Vekili : Av. M.E. O L A Y : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı bir kamu kurumu emrine atanmıştır. Davacı vekili, davalı kurumdan geçiş yapan müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin 4046 sayılı yasanın 22. Maddesi ve 406 sayılı yasanın Ek 29. Maddesine uygun düzenlenmemesi nedeniyle yeniden tesbiti ile maaşına esas net ücretine söz konusu tespit doğrultusunda zamların eklenerek davalı kurumda çalıştığı 2.5.2006 tarihine kadar hak ettiği, ancak kendisine ödenmeyen, yıllar itibari ile değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kaydıyla şimdilik 40,00- TL alacağın ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ilavesi ile birlikte ödenmesi istemiyle 31.3.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır. Ankara 15.İş Mahkemesi:14.2.2012 gün ve E:2011/345, K:2012/241 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, davanın kabulüne karar vermiş; bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesi; 27.4.2012 gün ve E:2012/14990, K:2012/14846 sayı ile; eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararını bozmuştur. ANKARA 15.İŞ MAHKEMESİ:26.3.2013 gün ve E:2012/405, K:2013/177 sayı ile, davacının Mahkemelerine sunduğu dava dilekçesi ile 31.03.2006 tarih ve 26125 sayılı resmi gazetede yayınlanan 5423 sayılı değişik adlar altında ödemesi bulunmayan memurlar ve sözleşmeli personele ek ödeme yapılması ve bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanuna göre ek ödeme ve maaş nakil bildiriminin bu yasaya göre düzenlenmesi talebinde bulunduğu; davacının davalı şirket ile imzaladığı 2 tip iş sözleşmesini imzaladığı, bu sözleşmede ücretlerde yapılacak artış oranı, kamudaki memur artış oranında olacaktır, ibaresinin bulunduğunu belirttiği, bu durum çerçevesinde uyuşmazlık incelendiğinde talep konusu uyuşmazlıkların kapsadığı dönem açısından davacının memur olarak 657 sayılı yasaya tabi olmak üzere çalıştığı ve statü hukukuna tabi olduğu; bu durumda uyuşmazlık konusu dönem gözetildiğinde davacının statü hukukuna tabi memur olması bakımından mahkemeleri açısından yargı yerinin caiz olmadığı; zira uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu, benzer uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.12.2012 tarih, 2012/9-1518 Esas, 2012/1388 Karar sayılı ilamında da; Yargı yerinin adli yargı olmayıp idari yargı olduğunun belirtildiği gözetilmekle, 6100 sayılı HMK"nın 114/1-b maddesinde belirtilen dava şartı eksikliği göz önüne alınarak aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar vermenin gerektiği belirtilerek; bu itibarla; Uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı yeri olduğu, mahkemeleri açısından yargı yolu caiz olmadığından, HMK 114/1-b maddesi göz önüne alınarak aynı Yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildikten sonra, hükmün sonunda; (…) “Davacı vekiline tefhimden, davalı tarafa tebliğden itibaren 8 gün içerisinde Yargıtay"a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usülen anlatıldı.” denilmiştir. Ankara 15.İş Mahkemesinin dava dosyasının incelenmesinden; görevsizlik kararının davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı; dolayısıyla Mahkeme kararının davalı yönünden kesinleşmediği anlaşılmıştır. Davacı vekili bu kez, müvekkilinin maaş nakil ilmühaberinin 4046 sayılı yasanın 22. Maddesi ve 406 sayılı yasanın Ek 29. Maddesine uygun düzenlenmemesi nedeniyle maaş nakil bildiriminin iptal edilerek yeniden tespiti ile iş mahkemesi yargılamasında toplanan kanıtlar ve belgeler çerçevesinde maaşına esas net ücretine söz konusu tespit doğrultusunda zamların eklenerek kendisine ödenmeyen, yıllar itibari ile değişen ek ödeme ve denge tazminatlarının ve buna bağlı olarak değişen maaş tutarına uygulanan ikramiye tutarları farkının fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek faizi ilavesi ile birlikte ödenmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. ANKARA 9.İDARE MAHKEMESİ: 18.6.2013 gün ve E:2013/792 sayı ile, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hâzineye ait bulunan hisselerden % 55’inin, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A. Ş. ’ ne satıldığı; 406 sayılı Yasanın ek 29.maddesinin 3.7.2005 tarih ve 5398 sayılı Kanunla Değişik birinci fıkrasında, “Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22.maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 300 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır...” denilerek, yasa koyucu tarafından Türk Telekom’da 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personelin kamu personeli sayıldığı; bu durumda, davalının özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargının görevinde bulunduğu; Uyuşmazlık Mahkemesinin benzer bir olaya ilişkin olarak 05.07.2010 tarih ve E:2010/56, 2010/157 sayılı ve 08.04.2013 tarih ve E:2013/82, K:2013/502 sayılı kararlarında da, uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğuna hükmettiği gerekçesiyle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 15. ve 19. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi, için ilk görevsizlik kararını veren Ankara 15. İş Mahkemesinin 2012/405 esasına kayıtlı dava dosyası da temin edilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin, bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiş ve dava dosyalarının aslını Mahkememize göndermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, başvurunun reddi yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyalar üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesinde, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir” hükmü yer almış, 19. maddesinde, “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik fıkra: 21/01/1982 - 2592/6 md.;Değişik fıkra: 23/07/2008-5791 S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir.” denilmiş; aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir. Buna göre, anılan Yasanın 19. maddesi uyarınca yapılan bir başvuruda da, 14. maddede öngörülen “kesin veya kesinleşmiş karar” koşulunun aranacağı doğaldır. İdare Mahkemesince, Mahkememize gönderilen Ankara 15.İş Mahkemesinin dava dosyasının incelenmesinden; görevsizlik kararının, duruşmaya gelen Davacı vekiline sözlü olarak bildirilmesi suretiyle tebliğinin sağlandığı; anılan kararın davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin evrakın dosyada bulunmadığı, bu nedenle; adli yargı kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Belirtilen duruma göre, Ankara 15.İş Mahkemesi kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddelerinde öngörülen koşulu taşımayan Ankara 9.İdare Mahkemesince yapılan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 14. ve 19. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.