Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4858 Esas 2017/4166 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4858
Karar No: 2017/4166
Karar Tarihi: 10.04.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/4858 Esas 2017/4166 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/4858 E.  ,  2017/4166 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı idare ile aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya hizmet verdiğini, davalının 5510 sayılı yasada öngörülen sigorta pirim oranının % 5"lik kısmının hazinece karşılanacağına ilişkin hükümlere aykırı olarak hak edişlerinden haksız olarak kesinti yaptığını ileri sürerek başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, kısa kararda davanın kabulüne, alacak likit olduğundan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; gerekçede ise asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedildiği belirtilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda, Mahkemece, hükümde davanın kabulüne, alacak likit olduğundan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; gerekçede ise asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedildiği belirtilmiştir. Öyle olunca, hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşmuş olup, karar bu haliyle usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma şekil ve sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.