1. Ceza Dairesi Esas No: 2017/82 Karar No: 2018/576 Karar Tarihi: 14.02.2018
Kasten öldürme - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2017/82 Esas 2018/576 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi, TCK'nun 81, 61, 29/1, 62, 53. maddeleri uyarınca bir kişinin kasten öldürmesi suçundan sanık hakkında 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Sanığın mağdura yönelik eyleminin sübutu kabul edilirken, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir edildi ve sanık müdafiinin temyiz itirazları reddedildi. Ancak mahkeme, suç vasfının tayini, mağdurun tıbbi raporuna yönelik çelişki, teşebbüs nedeniyle indirim yapılırken uygulama maddesi olan TCK'nun 35/1. maddesinin gösterilmemesi, TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi ve zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınamayacağı hususlarında hukuka aykırı olduğuna karar vererek, hükmün bozulmasına karar verdi. TCK'nun 81 (kasten öldürme), 61 (şiddet uygulayarak işkence), 29/1 (kasten yaralama), 62 (şikayet hakkı), ve 53 (ceza indirim sebepleri) maddelerine vurgu yapılmıştır.
1. Ceza Dairesi 2017/82 E. , 2018/576 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten öldürme HÜKÜM : TCK.nun 81, 61, 29/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... hakkında mağdur ..."i kasten yaralama suçundan doğrudan verilen adli para cezası, miktarı itibarıyla kesin nitelikte olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, anılan sanık müdafiinin bu hükme yönelen temyiz isteminin CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."in mağdur ..."e yönelik eyleminin sübutu kabul, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirlip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayininin hukuka aykırı olduğuna, haksız tahrik indiriminin alt sınırdan yapılmasının hukuka uygun olmadığına ve sair hususlara yönelen yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 1- Suç vasfının tayini bakımından, sanık ..."nin kavga sırasında kürekle mağdurun kafasına vurduktan sonra eylemini kendiliğinden sonlandırıp sonlandırmadığı, başkalarının sanığın saldırılarına engel olup olmadığı konusunda mağdur ve tanıkların olaya ilişkin ayrıntılı beyanları alınıp bu husus doğrultusunda sanığın öldürme kastı bulunup bulunmadığı tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, 2- Mağdur ... hakkında Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 18.09.2012 tarih ve 59134 sayılı adli muayene raporuna göre mağdurun frontal kemiğinde kırık olduğu belirtilmesine rağmen, Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 29.11.2012 tarih ve 2012/5892 sayılı raporunda "kişinin vücudunda herhangi bir kemik kırığının tarif edilmediği"nin bildirilmiş olması ve her iki rapor arasında çelişki bulunduğunun anlaşılması karşısında, mağdurun tedavi gördüğü hastaneden tüm tıbbi evrakları celp edilerek her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla yeniden rapor aldırılması ve sonucuna göre yaralanma nedeniyle meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı kesin olarak belirlenip değerlendirilmesinden sonra olaya uygun bir ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla hüküm tesisi, 3- Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde teşebbüs nedeniyle indirim yapılırken uygulama maddesi olan TCK"nun 35/1. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, 4- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 5- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK"nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 14/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.