15. Ceza Dairesi 2019/11202 E. , 2020/5600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında:
nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraat
Sanık ... hakkında :
a) nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat
b) resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 53/-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler ile resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’nın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’ın mahkumiyetine ilişkin hüküm ise Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ile sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’ın Meka Yapı Limited Şirketi yetkilisi, sanık ...’nın ise... Limited Şirketi’nin yetkilisi oldukları, bu iki şirketin, katılanın vekilliğini üstlendiği Keklik İnşaat Limited Şirketi ile ticari ilişkileri bulunduğu ve katılana vekalet ücreti olarak 60.000 TL borçlu oldukları, sanık ... tarafından vekalet ücreti borcuna karşılık olarak... Limited Şirketi’ne ait 60.000 TL bedelli ve alacaklısı katılan olan çekin tanzim edilerek katılana verildiği ancak çekin ödenmemesi üzerine yapılan icra takibinde sanık ...’nın imza inkarında bulunduğu, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
Katılana teslim edilen çekin vekalet ücreti borcuna karşılık olarak verilmesi karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda
bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun kanuni unsurları itibariyle oluşmayacağı, Adli Tıp Kurumu raporunda çek üzerindeki yazı ve imzaların sanık ...’ya ait olmadığı tespit edilmiş ise de; sanık ...’nın tüm aşamalarda alınan ifadelerinde, çekin kendi şirketine ait olduğunu ve borcu kabul ettiğini beyan etmesi karşısında; ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, sanık ...’nın borcu ve imzayı kabul etmesi karşısında, çeki bir başka kişinin imzalaması halinde resmi belgede sahtecilik suçunun kanuni unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla, nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraati ile resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’nın beraatine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
Sanık ...’ın, tüm aşamalarda alınan ifadelerinde çeki kendisinin imzalamadığını ve katılana vermediğini, şirketinin katılana olan borcunun 19.000 TL olduğunu, bunun karşılığında 60.000 TL değerinde çek vermesinin uygun olmadığını beyan ettiği, katılan tarafından çekin bizzat sanık tarafından tanzim edilerek verildiği beyan edilmiş ise de, Adli Tıp Kurumu’nun raporu ile çek üzerindeki yazıların sanık eli ürünü olmadığının tespit edildiği, çek arkasında sanığın cirosunun bulunmadığı, çek sahibi olan... Limited Şirketi’nin sahibi sanık ...’nın tüm aşamalarda çeki, borcu ve imzayı kabul ettiği, çek incelendiğinde, banka tarafından çekin karşılığının olmaması nedeniyle ödeme yapılmadığının tespit edildiği, bu haliyle, mevcut çekin sahte bir çek olmadığı, gerçek bir çek olmakla birlikte karşılıksız kaldığı ve sanık ... hakkında da;... 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/28, 2010/785 sayılı dosyasında çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklama kararı verildiği anlaşılmakla, çek sahibinin imzayı ve borcu kabul etmesi ile çekin sahte olmaması karşısında, sanığın beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, Cumhuriyet savcısının, katılan vekilinin ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 15/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.