11. Ceza Dairesi 2016/2670 E. , 2018/2251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Yasaya Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- 2004 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; yüklenen suçun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,
II- Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
1-Sanığın, duruşmada, tebligatı alamadığı için defter ve belgeleri ibraz edemediğini savunması, dosya içerisinde defter belge inceleme yazısı ile bu defter ve belgelerin ibrazı için çıkarılan tebligatın bulunmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun oluşabilmesi için, bunların vergi incelemesi amacıyla ibrazının istenmesi gerektiğinden, suç tarihinin ve uygulanacak kanun hükümlerinin belirlenmesi bakımından da önemli olduğu gözetilerek, dosya içinde bulunmayan defter ve belge isteme yazısı ile bu defter ve belgelerin ibrazı için çıkarılan tebligatın aslının veya onaylı örneğinin getirtilip incelenerek; sanığın işyerinin tebligat tarihinde faal olup olmadığı araştırılıp, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 139/2. maddesindeki, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren istisnalardan birisinin varlığının, tebligat tarihinden önce tespit edilip edilmediği katılan idareden sorulup, katılan idarenin işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a) 5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Kanun ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; engel sabıkası bulunmayan ve hakkında takdiri indirim uygulanan sanık hakkında, aynı Yasanın 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.