Resmi belgede sahtecilik - Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/361 Esas 2018/2250 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/361 Karar No: 2018/2250 Karar Tarihi: 15.03.2018
Resmi belgede sahtecilik - Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/361 Esas 2018/2250 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Temyiz incelemesinde, Anayasa Mahkemesi kararına göre 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Deliller incelenerek suçun sübutu kabul edilmiş ve cezayı artırıcı veya azaltıcı sebepler bulunmadığından hükümde isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca sanığın başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan mahkumiyet kararı bozulmuştur. Bunun sebebi, 268. maddede belirtilen suç unsurlarının oluşmadığı, cezanın hesap hatasıyla fazla belirlendiği ve gerekçeli karar başlığındaki suç adının yanlış yazılmasıdır. Bu nedenle mahkumiyet kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 5237 sayılı TCK'nın 53. ve 268. maddeleridir.
11. Ceza Dairesi 2016/361 E. , 2018/2250 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
A)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin bulunmadığı takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, B)Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz incelemesinde ise; 1) TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için failin önce bir suç işlemesi daha sonra bu suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla adli makamlara başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini vermesi gerekmektedir. Somut olayda; başka bir soruşturma kapsamında şüpheli olarak, gerçek kimlik bilgileri bilinerek aranan sanığın, olay tarihinde yakalandığı esnada yapılan üst aramasında suça konu sürücü belgesinin ele geçirilmesi, tutanağın sanığın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlenmesi ve soruşturma işlemlerinin de gerçek kimlik bilgilerine göre yapıldığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2) Kabule göre; a) Sanığa verilen cezadan TCK"nın 269/1. maddesi gereğince 4/5 oranında artırım yapılırken hesap hatası sonucu netice cezanın “2 ay 12 gün” yerine “2 ay 13 gün” hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini, b) Gerekçeli karar başlığında ""iftira"" olarak yanlış yazılan suç adının ""başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması"" olarak yazılması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.