11. Hukuk Dairesi 2016/6945 E. , 2018/595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.12.2014 tarih ve 2012/361-2014/513 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kurumun mülkiyetinde bulunan enerji nakil hatlarından, müvekkili kurumun muvafakatinin alınması ve hat katılım payı ödenmesi koşuluyla elektrik dağıtımı yapan kuruluşlarca üçüncü kişilere müstakil abonelikler tesis edilebileceğini, müstakil aboneliklerle enerji nakil hatlarının kullanılması karşılığında müvekkili kurumun yönetim kurulunca belirlenen tarifeye göre hesaplanan hat katılım payının ve bakım işletme masraflarının müvekkili kuruma ödenmesinin gerektiğini, elektrik dağıtım firmalarının müvekkiline ait enerji nakil hatları üzerinde herhangi bir müşterisinin bağlantı talebini karşılamaksızın kendi ihtiyaçları için kullanımları durumunun da üçüncü kişi kullanımı gibi değerlendirildiğini, bu nedenle davalının belirtilen enerji nakil hatlarından enerji kullanması halinde müvekkiline hat katılım payı ödemek zorunda olduğunu, bu kapsamda davalının İkizdere-Demirkapı enerji nakil hattından müvekkilinin bilgisi dışında ve katılım payını ödemeksizin 04.07.2002 tarihinden itibaren enerji kullandığının tespit edildiğini ileri sürerek, 8.856,46 TL"nin 04.07.2002 tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ve diğer ferileri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve zamanaşımına uğradığını, söz konusu enerji nakil branşman hatlarının bir kısmının müvekkili tarafından diğer abonelere elektrik enerjisi sağlamak için kullanıldığını, bu hatların bakım ve onarımlarının müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini ve karşılığında davacıdan bedel talep edilmediğini, söz konusu hatların davacıya ait olduğunun da kanıtlanmadığını, müvekkilinin davacıya hat katılım payı ödemek zorunda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada idda, savunma ve tüm dosya kapssamı uyarınca dava konusu İkizdere-Demirkapı TV verici anteninin ve ilgili tüm altyapı tesislerinin mülkiyet ve işletmesi üzerindeki tasarruf yetkisinin tüm ticari hakları ile 31/12/1999 tarihli protokol tarihi itibarıyla davacı tarafa geçtiği, davalının söz konusu enerji nakil hattından OG/AG trafo ve dağıtım sistemi altyapısı ile ilgili olarak AG çıkışından 04/07/2002 tarihinden itibaren enerji dağıtımı hizmeti yapılması sonucunda yararlandığı ve sonuçta bir hizmet ve menfaat temin ettiği Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 13 ve 19. maddelerine göre davacının davalıdan dava tarihi itibarıyla 5.612,00.-TL hat katılım payı ve 3.106,15.-TL bakım-onarım masrafı olmak üzere toplam 8.718,15.-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar itibariyle kısmen kabulüne, KDV"si ve dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 18.12.2014 tarihi itibariyle 1.890,00 TL"dir. Dava 8.856,46 TL’nin tahsili talebine yönelik olup mahkemece davanın kısmen kabulü ile 8.718,15 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Temyiz eden davacı yönünden hüküm altına alınan miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3- Dava, davacıya ait enerji nakil hatlarının katılım payı ve bakım-onarım bedeli ödenmeksizin kullanıldığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, davacının katılım payı talebiyle birlikte ayrıca bakım ve onarım masrafı talebi de kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili, davalı tarafından kullanılan enerji nakil hatlarının bakım ve onarımının müvekkili tarafından yapıldığını ileri sürerek katılım payı ile birlikte ayrıca bakım ve onarım masraflarını da talep etmiş, davalı vekili ise müvekkili tarafından kullanılan dava konusu enerji nakil hatlarının bakım ve onarımının müvekkili tarafından yapıldığını, davacı tarafından bakım ve onarımın hiçbir zaman yapılmadığını savunmuştur. Ayrıca, dosya kapsamında, dava konusu enerji nakil hatlarının bakım ve onarımının davacı tarafından yapıldığına dair hiçbir delil bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davalının savunması karşısında enerji nakil hatlarının bakım ve onarımının davacı tarafından yapıldığının ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının dava konu ve davalı tarafından kullanıldığı sabit olan enerji nakil hatlarının bakım ve onarımını yaptığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek davacının bakım ve onarım bedeline yönelik talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
4- Ayrıca, davacı tarafça dava dilekçesinde faiz oranı olarak reeskont faizi talep edilerek fazlaya ilişkin faiz oranı yönünden zımnen feragat edildiği anlaşılmaktadır. Dava, ticari dava niteliğinde olduğundan bu davaya konu alacağa 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans faizi oranlarının uygulanması mümkün iken, davacı, avans faizi oranından farklı oranlarda seyreden reeskont faizini istemiştir. Bu durumda, mahkemece, davacının talebiyle bağlı kalınarak, kabul edilen miktarın avans faizini geçmemek üzere reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK’nun 432/4. maddesi hükmü uyarınca REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 24.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.