Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4213
Karar No: 2019/2452
Karar Tarihi: 10.04.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4213 Esas 2019/2452 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalının kendilerinden borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açmışlardır. Mahkeme, icra takibinin belgelerine dayanarak davacıların borçlu olmadığını tespit etmiş ancak davacıların kredi kullandığı ve davalıya ödeme yaptığı hususunun yazılı delillerle kanıtlanamadığı için davada ispat yükünün davacılara ait olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle davacılar yönünden daha önceki karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Ancak bu husus kamu düzeni açısından önem taşıdığı için yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: İcra İflas Kanunu'nun 68 ve diğer ilgili maddeleri; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/5 maddesi.
19. Hukuk Dairesi         2017/4213 E.  ,  2019/2452 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı ... ile ilgili daha önceden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... tarafından açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacılar vekili, davalının müvekkilleri aleyhine yaptığı ilamsız takibin süresinde itiraz edilemediğinden kesinleştiğini, gayrımenkul haczi sonrasında takibi öğrenince iş bu menfi tespit davasını açtıklarını, davacı ..."nın ve davalının ihtiyacı nedeni ile bankadan davalı adına kredi çekildiğini, kredinin teminatı olarak müvekkili davacı ... Kahveci adına kayıtlı taşınmazın ipotek verildiğini, müvekkilinin kredi borcuna müteselsil kefil olduğunu, kredinin davacılar ve davalı tarafından ödendiğini, ancak kredinin kendisi adına olması sebebi ile davalı tarafından bankaya yatırıldığını, davalının, davacılardan önce 46.000 TL"lik, sonra da 69.086,39 TL"lik bono aldığını, davacıların davalıya borcunun bulunmadığını iddia ederek, davacıların dava konusu icra dosyasından davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı aleyhine % 40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılama sırasında, müvekkilinin bankadan çektiği krediyi davacılara verdiğini, bunun için davacı ... "nin ipotek verdiğini, kredi borcunu ise davalının ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu icra takibinin dayanağı banka dekontu ve ipotek belgesinin İİK"nun 68.vd. maddelerinde sayılan belgelerden olmadığı, davalının kredi borcunun bankaya ödendiği, böylece davacı ..."nın ipotek borcunun sona erdiği, taraflar arasında yapılmış bir inanç sözleşmesinin bulunduğuna dair belge ibraz edilmediği, davacının takip konusu alacağın varlığını ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacıların ... .İcra Müdürlüğü"nün 2013/1510 Esas sayılı dosyası nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.02.2016 gün 2015/8836 Esas - 2016/1306 Karar sayılı ilamı ile; ‘’Genel kredi sözleşmesi asıl borçlusu tarafından yapılan ödemelerden dolayı kredi ilişkisine taraf olmayan 3. kişi aleyhine takip başlatılamaz ise de, davacı davayı açarken, davalının kullandığı kredinin müşterek ihtiyaçları için çekilip kullanıldığını, nitekim kendi hissesine düşen borç miktarının ise elden davalıya ödendiğini savunmakla, kredinin bir kısmını kullandığını kabul etmiş, ancak ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, davacı ..."nın hangi oranda krediyi kullandığının tespiti ile buna ilişkin ödemesi varsa, bu hususta ispat yükünün davacıya yüklenerek alınacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’ şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı tarafından çekilen kredinin takip konusu yapılan kısmına ilişkin olarak davacı ...’nın hangi oranda kredi kullandığı ve davalıya ne kadar ödemede bulunduğu hususunun yazılı delillerle ispatlanamadığı, ispat yönünden davalıya yemin teklifinde bulunulduğu, davalı ...’nin davacının ödediğini iddia ettiği parayı almadığını, davacı ..."dan 59.350 TL alacağı bulunduğu hususunda yemin ettiği, dolayısıyla davacı ...’nın davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı ... yönünden daha önceden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Mahkemece hüküm fıkrasının 1. nolu bendinde davacı ... yönünden daha önceden verilen kararın kesinleşmiş olduğundan bahisle bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu davacı yönünden HMK"nın 297/5 maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ..."ya iadesine, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi