Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/8393
Karar No: 2019/22883
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/8393 Esas 2019/22883 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2019/8393 E.  ,  2019/22883 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

    Davacı vekili; davacının, davalı şirket bünyesinde diğer davalı Bakanlığa bağlı ... İlçe Sağlık Müdürlüğünde hizmetli personel olarak çalıştığını, iş akdinin 17/10/2016 tarihinde ... irtibatının olduğu iddiasıyla haksız ve geçersiz nedenle feshedildiğinden bahisle davanın kabulünü talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davanın, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddini, davacının iş akdinin diğer davalı şirket tarafından sonlandırıldığını, ..."nın hasım olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... Temizlik Ltd Şti - ... ... Hizm Aş İş Ortaklığı vekili; Bakanlığın asıl işveren oldugunu, Bakanlığa bağlı ... İl Sağlık Müdürlüğü’nün davacının da aralarında bulunduğu bazı işçilerin Fetö terör örgütüyle ilişkisinin tespit edilmesi nedeniyle OHAL kapsamında 13/10/2016 tarih ve 55186829-819 sayılı yazı gereğince davacının iş akdinin sonlandırıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde feshin haklı nedene dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince; davalı tarafın fesih işleminin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden kaynaklanan yetkiye dayanılarak yapıldığı, 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 56.maddesiyle değiştirilen geçiş hükümleri başlıklı geçici 1. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme karşısında davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararın yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23/10/2017 tarihli ilamı ile “1-...Bu düzenlemeye göre yapılan işlemin komisyonun görevine girebilmesi için işlemin doğrudan Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmış olması gerekir. Somut olayda ise iş sözleşmesinin feshi işlemi Kanun Hükmünde Kararname ile yapılmış değildir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi’nin yazılı gerekçelerle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararı yerinde değildir. 2- Davacının iş sözleşmesi, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"nin 4. maddesi doğrultusunda 17.10.2016 tarihinde davalı işverenin yönetim kurulu kararı ile feshedilmiştir. Davacı işçi 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri çerçevesinde çalışmış olmakla iş sözleşmesinin 17.10.2016 tarihindeki feshinde İş Kanunu"nun 18. ve devamı maddeleri hükümleri uygulanmalıdır. Somut olayda davacının iş akdinin feshine neden olan ... ve belge işverence ibraz edilememiştir. Davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğu, hangi ... ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığı davalı kurumdan araştırılmalı, ayrıca davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve ... Teknolojileri Kurumu’ndan varsa davacı ile ilgili ... ve belgeler ile yine...’ya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, tüm ... ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi kararları bozularak, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Bozma üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı Bakanlık vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    Karara karşı davalı bakanlık vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Bozmaya Uyma veya Direnme” başlıklı 373 maddesine göre, Yargıtay ilgili Dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneği de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir.
    (2) Bölge Adliye Mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi veya uygun görülen diğer bir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir.
    (3) Bölge Adliye Mahkemesi, 344. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.
    (4) Yargıtayın bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
    (5) İlk Derece Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır.
    (6) Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uymak zorunludur.
    Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın temyizi üzerine Dairemizce verilen bozma kararı ile, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 373/1 hükmüne uygun olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılmış, dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir. Ancak, bozma sonrası verilen İlk Derece Mahkemesine karşı istinaf yoluna başvurulması mümkün olmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince bu defa bozma sonrası karara ilişkin olarak ikinci kez istinaf incelemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen açık yasal düzenleme gereği, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin bozma sonrası kararına yönelik olarak istinaf incelemesi yapılamayacağı açıktır. Bu bakımdan görevsiz olarak verilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 12/09/2019 T, 2019/1761 esas, 2019/718 karar sayılı kararı kaldırılarak, işin esasına geçildi:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının, davalı şirket bünyesinde diğer davalı Bakanlığa bağlı ... İlçe Sağlık Müdürlüğünde hizmetli personel olarak çalıştığını, iş akdinin 17/10/2016 tarihinde ... irtibatının olduğu iddiasıyla haksız ve geçersiz nedenle feshedildiğinden bahisle davanın kabulünü talep etmiştir.
    Davalıların Cevabının Özeti:
    Davalılar vekilleri davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Dairemizce verilen bozma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Her ne kadar söz konusu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması neticesinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilip, bu karara karşı davalı bakanlık temyiz yoluna başvurulmuş ise de, yukarıda açıklandığı üzere Bölge Adliye Mahkemesinin kararı Dairemizce ortadan kaldırıldığından, İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı davalı tarafça temyiz yoluna başvurulduğu kabul edilerek, temyiz incelemesi yapılmıştır.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun"un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Somut olayda; Davacının iş sözleşmesi 17/10/2016 tarihinde ... irtibatının olduğu gerekçesi ile feshedilmiştir. Davacının iş akdinin feshine neden olan ... ve belge işverence ibraz edilemediğinden, iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğu, hangi ... ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığı davalı kurumdan araştırılması, terör örgütüne üyeliği ve iltisakı yönünde araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerektiği yönündeki Dairemiz bozma kararı üzerine, Mahkemece Savcılık, ... Teknolojileri ve iletişim Kurumu, ..., Emniyet Müdürlüğü, Jandarma gibi kurumlardan yapılan araştırmada davacının terör örgütüne irtibatını ve iltisakını gösterir bir kayda rastlanmamış ise de, asıl işverenin, alt işverene davacının çıkartılması yönünde verdiği talimatın alt işveren açısından geçerli fesih sebebi oluşturduğunun gözetilerek karar verilmesi gerekir.
    Dosyada yer alan ... Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yüklenici şirkete gönderilen 13/10/2016 tarihli yazı ile davacının da içinde bulunduğu bir kısım işçinin iş sözleşmelerinin feshedilmesi istenmiştir. Bu talep karşısında alt işverenin başka türlü hareket etme seçeneği olmadığından fesih tarihi itibariyle alt işveren açısından geçerli sebebin var olduğunun kabul edilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Mahkemenin kararının bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
    1-... 4.İş Mahkemesinin 10/04/2018 tarih ve 2018/49 esas, 2019/174 karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2- Davanın REDDİNE,
    3- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
    4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 166,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ... Bakanlığına ödenmesine,
    5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 2.725,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
    6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi