11. Ceza Dairesi 2018/1266 E. , 2018/2224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2013 tarih ve 2013/1175 esas sayılı iddianamesi ile, sanık hakkında müşteki ..."dan almış olduğu mal karşılığında katılan ... adına sahte olarak düzenlenmiş 750 TL bedelli sahte bonoyu ciro ederek kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, her ne kadar sanığın üzerine atılı dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek anılan yıllarda esnaflık yaptığını, yanında ... ...., ... ... ve ... ... isimli şahısların pazarlamacı olarak çalıştığını, bu kişilerin Adapazarı, Düzce ve Bolu illerine gittiklerini, satmış oldukları ürünler karşılığında kendisine çek veya senet getirdiklerini, suça konu senedin sahte olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını beyan etmesi, müşteki ..."nın ise, sanığın kendisinden almış olduğu mallara karşılık önce çek verdiğini, çekin ödenmemesi üzerine sanığın ikamet ettiği Sakarya iline gittiğini, sanığın borcun yarısına mahsuben mal verdiğini, geri kalan kısmı için de suça konu bonoyu bizzat yanında ciro edip verdiğini ifade etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle savunmada adları geçen ... ..., Eyüp ... ve ... ... isimli şahısların, dosya içerisinde mevcut sanık tarafından gönderilen dilekçelerde belirtilen adreslerden de sorulmak suretiyle gerçek kişiler olup olmadığı yöntemince araştırılıp, sonucuna göre tanık sıfatıyla dinlenmeleri sağlandıktan ve suça konu bononun üzerinde yer alan yazı ve imzaların sanık ... ve adı geçen ... ... ve ..... .. isimli şahıslara aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilip, senet miktarının az olması, sanığın borcunu ödemek amacıyla aynı anda senet bedeli kadar mal vermek suretiyle ödeme iradesini ortaya koyması ve suça konu bonoda ciranta olarak hukuki sorumluluğunun bulunması hususları da gözetilerek sanığın sahtecilik kastı ile hareket edip etmediğinin karar yerinde tartışılması suretiyle hukuki durumun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle, sanık tarafından suça konu bononun önceden doğan borç nedeni ile müşteki Mahmut"a verildiğinden dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Dolandırıcılık suçundan hükmolunan hapis cezası takdiren asgari hadden tayin olunduğu halde, hapis cezası yanında belirlenen adli para cezasına esas alınan tam gün sayısının aynı gerekçelerle alt sınırdan uzaklaşılarak 120 gün olarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
b)Suça konu bononun sanık tarafından müşteki ..."ya verildiği tarihin suç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği cihetle, senedin müştekiye verildiği tarih kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde 27.12.2011 tarihinde kesinleşmiş Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 21/11/2011 tarih ve 2010/347 E.- 2011/513 K. sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
c)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.